Bobby derin bir soluk aldı. "Beauvoir Jackie'nin bir yılanın atı olduğunu söyledi. Danbala adında bir yılanın. Bunun sokak teknosunda ne anlama geldiğini söyler misin?" "Elbette. Jackie'yi bir terminal olarak düşün. Bobby, bir siberuzay terminali olarak, güzel ayak bilekleri olan çok hoş bir terminal olarak. Bazılarının yılan dediği Danbala'yı da bir program olarak düşün. Diyelim ki bir Buz kırıcı olarak. Danbala Jackie terminaline yüklenir. Jackie Buz kırar. Hepsi bu." "Peki," dedi Bobby, ipucunu yakalayarak, "öyleyse matriks nedir? Eğer kız bir terminal. Danbala da bir programsa, o zaman siberuzay ne?" "Dünya," dedi Lucas. Siberuzay ve sanal gerçeklik kavramlarının fikir babası sayılan Gibson, bu romanda da Neuromancer'daki çizgi üzerinden yürüyor ve bilgisayar ağına bağlı global gettoya boylu boyunca dalıyor. Bilimkurgunun klasik kalıplarının dışında, burada, bildiğimiz bir coğrafyada geçen ama çoğu zaman 'gerçek' olanla 'sanal' olanın birbirinden ayrılamadığı nefes kesen bir serüven... (Sarmal, Arka Kapak)

Yorum yaz

Yorum Başlığı

mode_edit Yorum

Yorum yazmak için buraya tıklayarak login olunuz