Yazmakta tereddüt etmiş bu romanı ama iyiki yazmış. Agatha Teyze'mizin en masalsı, en nahif kitabı. Eşi benzeri yok külliyatı içinde. İlk okuduğumda çok şaşırmıştım.
İnsanların hırsları, ilişkileri, duyguları ne kadar benzer, zaman ve mekanlar bambaşka olsa da, yazarken bunu düşünmüş olmalı.
Firavun Ağacı'na en iyi Christie dersem abartmış olur muyum? Agatha teyzenin başyapıtlarını okuyalı uzun zaman geçti, karşılaştırmak zor; ama eski Mısır'da bir Ka rahibinin geniş ailesinin dağılışını konu alan bu tarihi polisiyenin de hakkını vermek gerek.
Kocası Kay kendisine bir kız çocuğu verdikten sonra ölen genç Renisenb'in ağzından dinliyoruz öyküyü. Renisenb dul kalınca kızını da alıp Ka rahibi babası Imhotep'in evine geri döner.
İlk bakışta hiçbirşey değişmemiş gibidir. Imhotep oğullarına geniş toprakların yönetiminde itimat etmez, herşeyi kendisi kontrol etmekte ısrar eder. Büyük oğlu Yahmos her zamanki gibi ürkek ve itaatkar davrandığı için karısı Satipi'nin dilinden bir türlü kurtulamaz. Ortanca oğul Sobek biraz daha dikbaşlıdır, ama babasının himayesinden çıkacak cesareti de gösteremez. Zaten çocuklarından, çocuklarının menfaatinden başka gözü hiçbirşey görmeyen karısı Keyt de Sobek'in Imhotep'i kızdırıp kendilerini onun mirasından mahrum bırakacak bir delilik yapmasına izin vermez.
Imhotep'in şımartıp durduğu en küçük oğlan İpi, elinden pek iş gelmese de, kötücül zekasıyla abilerinden rol çalma hevesindedir. Ailenin yanında çok uzun yıllar görev yapan Henet, sürekli yakınıp duran, gerçekte gözünden hiçbirşey kaçmayan, aile fertlerini türlü dedikoduyla birbirine düşürmekten keyif alan bir kadındır. Imhotep dışında kimse Henet'i sevmez.
Ailenin aklı başında tek ferdi de, okuduğum Christie romanlarının en sevimli tiplemesi, Imhotep'in annesi ihtiyar Esa'dır.
Özetle herkes Imhotep'in bu hatırı sayılır zenginlikteki krallığında söz sahibi olmak derdinde olsa da, aralarında belirli bir denge vardır, kavgaları da fazla uzun sürmez. Imhotep'in kuzeydeki topraklarına yaptığı geziden dünyalar güzeli Nofret'i odalık alıp getirmesi, bu dengeyi kısa sürede bozar. Cinayetler birbirini izlemeye başlar.
Düğümü katip Hori ve ihtiyar Esa, Renisenb'le birlikte firavun ağacının gölgesinde oturup konuşarak çözerler.
10/10
Çok büyük bir hayranı olarak bana sorarsanız, en güzel ve mükemmel kitabı derim. Ama son derece küçümsenmiş bir kitap olarak kaldığı için sahaf sahaf dolaşmama rağmen bir türlü Türkçesini bulamadım; en son çare İngilizce baskısını buldum :) zaten okurken kitabın çok farklı olduğunu anlıyorsunuz; bu arada On Küçük Zenci'den sonra en çok kişi bu kitapta ölüyor :)