“Ateşe teslim olanın sonu küldür. Ya teslim olup, ateşe kül olacaksın. Ya da ateşe inat su serpeceksin, yüreğine gül olacaksın. Ateşe inat tutunacaksın hayata. Yaşamak buydu işte. Yanmak ama kül olmadan gül olmaktı”
Azerbaycan’ın Bakü şehrinden başlayıp Nahçıvan’a, oradan da Türkiye’ye kadar uzanan bir coğrafya da yaşayan dünyalar güzeli bir genç kızın hayat hikayesidir Deport.
Bu romanda, zalimlerin kendi egolarını tatmin etme adına içlerinde ki kin, nefret, zulüm ve düşmanlık gibi ergumanları nasıl gaddarca kullandıklarını, bu tezgahta dönen her türlü düzen ve entrikaları, kötü niyetli insanların ağına düşen masum yüreklerin fuhuş bataklığında ki çırpınışlarını, hayata tutunmak için ortaya koydukları amansız mücaadeleye tanık olacaksınız.
Bu kitabı okuduğunuz da “En önemlisi de haksızlığa, adaletsizliğe karşı inadına dik durup özgürce haykıracaksınız”
“Altın ülke olarak görülen Türkiye’nin derinliklerinde ki bataklığa saplanan yabancı uyruklu kadınların faili meçhule kurban gitmeleri, çoğunun ülkesinde bıraktığı hayallerin katillerinin hala aramızda olduğunu anlatan, gerçek bir polisiye!
Hep boğazıma takılan bir hikaye var diyordum.
Koray Bağcı’nın kaleminden Deport’u okuduktan sonra rahat bir yutkundum. Bu ülkede kaleme alınmamış bir konuyu kaleme almıştı..”