İrlanda kıyılarındaki bir adada, davetliler hayatlarını birleştiren iki kişiyi kutlamak için toplanıyor. Damat: Yakışıklı ve çekici, yükselen bir televizyon yıldızı. Gelin: Akıllı ve hırslı, bir kadın dergisi sahibi. Şaşaalı düğünlerden beklenen ne varsa karşılığını buluyor: Tasarımcı kıyafetleri, ulaşılması zor, görkemli bir düğün yeri, lüks parti hediyeleri, butik viskiler... Elbette cep telefonunuz çekmeyebilir, adaya ulaşmak için boyunuzu aşan dalgalarla mücadele etmek zorunda kalabilirsiniz, ancak her ayrıntısı ustalıkla planlanmış bu düğünde yer almak, birçokları için bir ölüm kalım meselesi... Elbette, mükemmellik sadece planlarda olur ve insan dediğiniz de insandır işte. Şampanya patlayıp eğlence başladığında, kızgınlıklar ve küçük kıskançlıklar, anıların ve iyi dileklerin her bir zerresine sızmaya başlıyor. Sağdıçlar okul günlerinden kalma bir içki oyununa girişiyor. Nedime pek de tesadüf denemeyecek şekilde elbisesini mahvediyor. Gelinin en eski (erkek) dostu rahatsız edici derecede şefkatli bir konuşmayla kadeh kaldırıyor. Ve sonra mutlu çiftin bu önemli gününe ölümün gölgesi düşüyor. Ölen kim? Öldüren kim? Belki daha da önemlisi, sebep ne?