Pusuya düşüp kurşunlanan, iki ateş arasında kalan, evinden ayrılırken gözaltına alınıp kaybedilen, işkencede öldürülen insanlar geldi gözlerinin önüne. Bu esnada, hıçkırıklarla soranlara anlatıyordu Tuğba; yamaçtan dönerken nenesinin ayaklarının birbirine dolanmasıyla, tepetaklak düşüp dereye taslara vura vura yuvarlandığını.