Zengin Yunanlılar vergi ödemiyor, yoksul Yunan halkı ise buna ya öfkeleniyor ya da içinde bulundukları durumlardan dolayı umutsuzluğa kapılıyordu. Ancak meçhul bir adam ikisini de yapmayı reddedip harekete geçmişti: devlet adına tehdit mektupları, baldıran zehri ve oklarla. Krizle sarsılan Atina’da her şey altüst olmuştu. İşlerin sakin ilerlediği tek yer cinayet masasıydı. Kilometrelerce ötede bile tek bir cinayet vakası yoktu, cinayet masasındakiler sadece sıkıcı evrak işleriyle uğraşıyordu. Antik Kerameikos mezarlığında bir ceset bulunduğunda Komiser Haritos neredeyse rahat bir nefes almıştı. Ancak bu durum kısa sürmüştü. Baskı altındaydı. Patronu onu terfi olasılığı konusunda uyarmıştı, bu yüzden yanlış bir hamle yapmaktan ya da birinin ayağına dolanmaktan kaçınmalıydı. Ancak Haritos ne kadar denese de bazı rahatsız edici sorulardan kaçamıyordu. Ölen adam, ülkenin sağlık sisteminin kötü yönetiminden çıkar sağlayan tanınmış bir cerrahtı. Bunu herkes biliyordu: son zamanlarda vergi kaçıranlara şantaj yapan ve gerekirse eski cinayet yöntemlerine başvuran isimsiz vergi tahsildarı bile.