Paula ile Renko, koruyucu giysilerini giydikten sonra konteynerin etrafında bir tur attılar. Dıştan temizdi, boyası yepyeni görünüyordu. Konteynerin etrafındaki zeminde de dikkat çekici bir şey yoktu. Ancak, ön taraftaki kilitli kapının alt köşesinde bir tür vana vardı, muhtemelen suyu buradan pompalamışlardı. Vananın ön tarafında, toprağın üzerinde birtakım izler vardı, yerde bir şey sürüklenmiş gibiydi. “Bu çok saçma,” dedi Renko. “Birini öldürmek için aşırı derecede karmaşık bir yol. Bir insan neden bu kadar zahmete girer ki?”
Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de, bir kargo konteynerinin içinde bulunan cesetle başlayan sarsıcı İskandinav polisiyesi Kargo, gerilim dolu kurgusu ve derinlemesine işlenmiş karakterleriyle yepyeni bir polisiyeyi müjdeliyor. Soruşturmanın ucu kurbandan katile, sömürgecilikten ırkçılığa uzanıyor.
Kargo’nun yoksulluk ve zenginliğe, kadın ve erkek haklarına, ebeveynlere ve çocuklarına, zehirli iş dünyası ve sanata dair çok sözü var.
Zekası ve empatisiyle Paula Pihlaja, yalnızca bir cinayeti değil, sistemin karanlığını da aydınlatmak için başrolde.
Saf edebi yetenek, polisiye ve hayatla birleşiyor.
Kargo, bir yandan polisin bir cinayet soruşturmasını nasıl yürüttüğünü ders kitabı tadında en ince ayrıntılarıyla adım adım anlatırken, bir yandan da kusursuz görünen bir coğrafyanın sisteminin sırlarını ifşa ediyor.