"Öldüren Kim?" Vâlâ Nureddin'in polisiye türünde verdiği eserler içerisinde bir başyapıttır, diyebilirim. Henüz hepsini okumadım, Tuzaktaki Kaplan ve Kim Zehirliyor Bunları'dan sonra Va-Nü'den okuduğum üçüncü roman bu. Ama 300 sayfalık, doyurucu bir öykü olması, edebiyatımızdaki bildiğim tek kapalı oda cinayetini içermesi, korku ögelerini ustaca kullanışı, gibi açılardan o kadar başarılı ki, bundan sonra okuyacağım başka romanların bende aynı intibaı yaratması güç olacak.
Neden bu romanları yeniden basmıyorlar acaba? Piyasadaki birçok yerli/yabancı polisiyeden çok daha iyi olduğuna kalıbımı basarım..
Eski vezirlerden Abdülkerim Paşa, küçük yeğeni Türkan ile Erenköyü'ndeki bir köşkte inziva hayatı yaşamaktadır. Türkan'ın hayırsız kuzeni, Paşa'nın da epeyi kızmış olduğu torunu Ramiz, paşanın uyarılarına kulak asmaksızın, vur patlasın çal oynasın şeklinde bir hayat yaşamaktadır.
Nihayet, paşanın mutlaka gelmesini buyurduğu, gelmezse de artık kendisini mirasından mahrum bırakacağını iddia ettiği bir gün, Ramiz, çok yakın aile arkadaşı Murat tarafından köşke gitmeye ikna edilir.
Ne var ki tam da o gece, Ramiz'in pek de sağlam pabuç olmayan Şamlı arkadaşı Naci, kendisini meşhur Şamlı dansöz Nadire ile yemeğe götürecektir. Bir yandan mutlaka köşke gitmesi gerektiğini bilen, bir yandan da Nadire'nin cazibesinden sıyrılamayan Ramiz, gecenin ilerleyen saatlerinde hayal meyal köşke vardığını anımsar. Kendine geldiğinde köşke yakın, metruk bir evde bulur kendisini.
Paşa da o gece öldürülmüştür. Bir önceki akşam Türkan hanıma öldürülmekten korktuğunu açıkça söylemiş, normalde yattığı odadan ayrı, hiç kullanılmayan başka bir odada yatmaya çekilmiş, o odada da öldürülmüştür. Odanın iki kapısı da içerden kilitli olduğu halde hem de..
Bütün ipuçları dedesini öldürmek için miras gibi çok iyi bir bahanesi bulunan Ramiz'i işaret etmektedir. Bahçede bulunan izler, gece köşke geldiğini göstermektedir. Tek sorun, kilitli odada cinayetin nasıl işlendiğini anlamaktır.
Cinayetin ertesü günü, Naci çıkagelir, ve Ramiz'e yardım etmek istediğini duyurarak, kimsenin kendisine güvenmeyişine aldırmaksızın, köşke yerleşir.
Cinayetin ertesi günü, katledildiği odada bırakılan Abdülkerim Paşa'nın cesedi, yan dönmüş olarak bulunur. Biri cesedin yatış şeklini değiştirmiştir!..

Detektif Hasan bey, cinayetin Ramiz tarafından işlendiğine emindir. Cinayetin yöntemini tespit için ise, bir gece kendisinin de aynı odada yatacağını duyurarak, Ramiz'e açıkça meydan okur.
Aynı gece, Hasan bey de aynı şekilde öldürülür. Üstelik hazırladığı rapor da kayıplara karışmıştır. Ancak raporun Hasan bey tarafından, karakola yollanmak üzere uşak Hüdaverdi'ye verildiği ortaya çıkar. Hüdaverdi'nin de razı gelmesi ile Murat ile Ramiz, raporu gizlerler.

Bu arada, evin dışındaki koruluktan, tekinsiz kadın feryatları, hıçkırıkları duyulmaya başlar. Korulukta siyahlı bir kadının bir kaç defa görülmesi, doğaüstü şüpheleri iyiden iyiye artırır.

Yeni atanan Lahuti bey, Hasan bey'in yazdığı dosyaya ulaşamadığı gibi, Ramiz'in bahçedeki izlerini de silinmiş bulunca, çaresiz kalır; o da Ramiz'i tevkif etmez. Bu arada Naci'nin ortadan kaybolması, şüpheleri onun üzerine çeker. Koruda sesi duyulan siyahlı kadının onun suç ortağı olduğunu düşünürler.
Murat'la Ramiz, Naci'yi aramak fikriyle şehre inerler. Nadire'nin de bir iki gündür kayıplara karışmış olduğunu öğrenirler. Döndüklerinde Naci bey de dönmüştür. Dediğine göre bir süre siyahlı kadının izini sürmiş, sonra kendini yorgun hissedip hamama gitmiştir.
Aynı gün, dedektif ile beraber, Naci'yi köşkteki salona bağlı bir gizli merdivende yakalarlar. Bunun üzerine Naci gözaltına alınarak karakola götürülür.
Ramiz, geceleri uyurgezer vaziyette bu cinayetleri işlemiş olduğundan şüphelenmektedir. Bu kaygısı yüzünden Murat onunla aynı odada yatar. Hakikaten Ramiz gece uyurgezer olur, Lahuti'nin yattığı salona doğru giderken Murat tarafından uyandırılır. Ramiz'in kendisi hakkındaki şüpheleri böylece doruğa çıkar.
Ertesi gün Şamlı Naci bey, kefaleti ödenerek serbest bırakılmış, yine köşke dönmüştür. O gün Abdülkerim paşa defnedilir.
Ramiz ile Türkan, köşke girmek üzere iken, Abdülkerim paşa ile karşılaşırlar: Canlıdır!.. Cinayetle ilgili hiçbir bilgisi yoktur. O odaya çekildiği gece, ölmüş atalarının kendisine rüyasında göründüğünü, eski mezarlığa çeki düzen vermesini istediklerini filan anlatır. Ardından, nasıl olduğunu hatırlamadığı bir şekilde kendisini dışarıda bulmuş, Kadıköy'deki bir ahbabına gidip geceyi orada geçirmek istemiş. Ertesi gün öğleden sonra 1-2 dakikalığına uyanıp, tekrar uykuya dalmış.
Abdülkerim paşanın bu ilginç hikayesi üzerine, mezarı açılır, ve mezarın da boş olduğu görülür!..