Bilenler bilir, Ellery Queen romanlarının kahramanı da Ellery Queen'dir; üstelik o da bir polis romanları yazarıdır!.. Aslında yazar Ellery Queen de bir kurgusal kişiliktir: Frederic Dannay ve Manfred Bennington Lee'nin ortaklaşa yazdıkları polisiyeler için bir müstear...
Bu romanda Ellery Holywood stüdyolarından birinde yardımcı senarist olarak iş bulmuş; fakat stüdyonun genç ve şımarık, elbette zengin sahibinin kendisini unutması üzerine pineklemekle meşguldür. Nihayet bir biyografik film için kendisine görev verildiğinde ise, hayatlarını filme almaya karar verdikleri Holywood'un sansasyonel çifti kaçırılır; böylece kahramanımızın da senaristlikten çok, hafiyelik becerilerini konuşturma fırsatı olur.
Klasik polisiyede kendine has bir yeri, hatırı sayılır miktarda da hayranı olan, dünyanın en eski polisiye dergisine isim babalığı halen süren Ellery Queen'i tanımak için bu romanın en iyi fırsat olduğunu iddia edemem; ancak Paula Paris tiplemesinin romana çok şey kattığını söyleyebilirim.
6/10
Kupa Dörtlüsü'nü zevkle okudum.
Gönül Suveren kitabı tam ve iyi-akıcı bir şekilde çevirmiş.
Kitabın kahramanı Ellery Queen.Babası Müfettiş Queen bu sefer yok .Onun yerine başka bir müfettiş var.
Ellery Queen mizah tadı da olan bir Aşk dörtgeninden büyük bir gerilim yaratmış.
Olaylar Hollywood'da oyuncu,yönetmen,senaristler arasında geçiyor.
İskambil falının,ve iskambil kağıtlarının manalarının olaylarda büyük rolü var.
yazarla tanışma kitabım oldu fakat carter dickson kitaplarındaki kurgu kalitesini bulamadım. bence en büyük eksiklik romanın sizi "katil kim" sorusuna fazla çekememesidir.