Yayın tarihleri yeni, ama Muvaffak Akman’ın "Öldüren Sürpriz"i 1949’da, "Üçbaşlı Tablo"su 1951’de yazılmış. Doğum tarihi 1923’ü gösteren Akman, Hacettepe Tıp Fakültesi’nde profesörlüğe kadar yükselmiş, ardından kurucusu olduğu Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nde rektörlük yapmış ve 1992’de emekliye ayrılmış. Yıllar önce bir iddia sonucu yazdığı polisiyelerini kendi çabasıyla kitaplaştırırken keşfedilmeyi hedeflemiyor. Bu alçakgönüllü yaklaşım sizi aldatmasın; muamma çözmekten hoşlananan okurların Akman polisiyelerinden elleri boş dönmeyeceklerini rahatlıkla söyleyebilirim. Ancak kitapevlerinde bulamayacaksınız onları; şu adresten istemelisiniz; Muvaffak Akman. Güvenevler. Alaçam sok. No. 30/8 Güneş Apt. Çankaya, 06690 Ankara.
Olayların ardındaki nedenlerin eski bir gönül ilişkisine dayandığı “Öldüren Sürpriz”de Akman, klasik polisiyelerin “neden, nasıl, kim” kurgusuna sadık kalıyor: Kapalı bir odada vurularak öldürülen zengin iş adamı Kamil Bey’in katilini bulmak için işe koyulan komiser Cemal Bozkurt, önce vasiyetnamenin sırrını çözmek zorundadır... Maktülün İngiltere’deki oğlu, yakın arkadaşları, vasiyetnamede ismi yazılan kişiler ve adli tabip Doktor Kutay’la renklenen hikaye, belki de Muvaffak Akman’ın yazma iddiasına kaynaklık ettiğini bildiğim için Edgar Wallace polisiyelerini hatırlattı bana....
“Üç Başlı Tablo”da farklı bir kurguyla karşılaşıyoruz. Her ne kadar cinayet bir yeniyıl kutlaması esnasında -yine- kapalı bir mekanda işlense de Cemal Bozkurt’un suçluları kovalama sahneleri dönemin Amerikan polisiyelerinden etkilenmiş. Kimyager Hulki Korur’un uğraştığı müthiş bir patlayıcı formülü, formülün peşindeki karanlık kişiler, maddi menfaatler, esrarengiz bir tablo, güzel kadınlar, yasak aşklar, kıskançlıklar, mahkeme sahneleri ve Hulki Korur’un not defteri ve diğerleri; özetle söylemek gerekirse bir polisiyede aradığınız her şey var. Komiser Cemal Bozkurt sık sık kılık değiştirirken en büyük yardımcısı yine Doktor Kutay. Bu macerasında Cemal Bozkurt’un kişiliği hakkında daha fazla bilgi veriyor Muvaffak Akman. Mesela zenginlere ve onların eğlence biçimlerine soğuk baktığını, doğa üstü inançlara hiç pabuç bırakmadığını farkediyoruz. Bu sevimli poliselerdeki olaylar kadar 1950’li yıllara ait fiyatlar da şaşırtacak sizleri. Muvaffak Akman keşke mekanları da biraz daha detaylandırsaymış...
Kategori: A. Ömer Türkeş Yazıları