“Doğan Kitapçılık”ın ülkeler ve polisiyeler dizisi içerisinde yayınlanan romanlardan biriydi “Eksik Parçaya Övgü”. Ülke olarak Fransa görünmekle birlikte, Antonio Bello’nun metninin -Yunanlı yazar Markaris’in “Gece Bülteni” benzeri- ulusal özellikler taşıdığı söylenemez. Tersine, anlatılan hikaye ağırlıklı olarak Amerikan hayatını yansıtıyor. Zaten Bello’nun Boston doğumlu olduğu da görülüyor kapaktaki tanıtımda. Öyleyse şu soruyu sorabiliriz; ülke vurgusu Fransa olduğuna göre, Fransız edebiyatına/ruhuna daha uygun bir metin seçilemez miydi acaba?
Romana gelince... Hiç alışık olmadığımız türden bir muamma bekliyor okuyucuları. Yazar, polisiye tutkunlarını sanki bir düelloya davet etmiş. Cinayet romanlarında katili, katlin nasıl ve neden gerçekleştiğini çözeceğini iddia edenler, çok dikkatle okumak zorundalar “Eksik Parçaya Övgü”yü. Çünkü Antoine Bello, konu edindiği “yap-boz” oyunlarına dönüştürmüş metnini. Kırksekiz parçalık -bölümlük- bu metinsel “yap-boz”u yaratabilmek için, bölümleri birbirine karıştırmış. 1969 yılından 1995 yılına kadar süren hikaye düz bir zamansal çizgi izlemiyor. Size düşen, önce bu bölümleri doğru/anlamlı bir sıraya sokup “yap-boz”u -romanı- tamamlamak, ardından da muammayı çözüp katili bulmak.
Hikaye de oldukça ilgi çekici; hayali bir “yap-boz” tarihi kurguluyor Bello. ABD’de, beyzbol, basketbol, vb. pek çok hobinin toplumsal bir tutkuya dönüşmesi gibi, bu oyuna olan sevginin de patladığı bir geçmişi ince ince tasvir ediyor. Öyle ki, ikna oluyorsunuz uluslararası yap-boz karşılaşmalarına ve oyunun “efsanevi” ustalarının varlığına. Ancak her popüler alanda olduğu gibi, bu alanda da iktidar kavgaları baş gösteriyor. Yönetici elitlerin manipülatif faaliyetleri, ticari kaygılar giriyor işin içine ve elbette cinayetler... Elimizde, her birinin farklı olmak üzere, birer uzuvları kesilmiş beş usta oyuncu ceseti var. Gerisi size kalmış, bakalım “yap-boz”u tamamlayabilecek misiniz?
Kategori: A. Ömer Türkeş Yazıları