Sahte - Elvin Post

Yazan: A. Ömer Türkeş
Yayın Tarihi: November 19, 2011 11:46

"Sahte", okuduğum ilk Elvin Post romanı. Sanıyorum bu onun Türkçeye ilk çevirisi. Elvin Post, Hollandalı. 1973 Rotterdam doğumlu. Uzun yıllar ABD’de yazar ajanslarında çalışmış. Bir yandan da Hollanda gazetelerine ABD polisiyeleri üzerine eleştiri yazıları ve yazarlarıyla röportajlar hazırlamış. Hollanda’ya dönünce kendisi başlamış polisiye yazmaya. Daha ilk romanıyla -"Groene Vrijdag"("Yeşil Cuma", 2004)- ülkesinin en önemli polisiye-gerilim ödülü "Gouden Strop"a değer bulunan Elvin Post, iki yıl sonra yayımlanan ikinci romanı "Vals beeld"("Sahte") ile ününü perçinlemiş. Her iki romanı da sinemeya uyarlanan yazarın son romanı "Geboren Verliezers"(2008)…

"Sahte"nin büyük bir sanat eseri soygunu etrafında gelişen çok dinamik bir hikayesi var. Aslında gerçek bir olaydan esinlenmiş. Boston’daki Garder müzesinin 1990 Mart’ında soyulması, değeri 300 milyon dolara varan on üç tablonun çalınması ve hırsızların kayıplara karışması ilham vermiş Elvin Post’a. O soyguna dair polis kayıtlarına geçmiş ayrıntıları çarpıcı bir kurguyla romanlaştırmış.

Hikayenin tarihi geri planı yaklaşık yedi yıl öncesine uzanıyor. Elijah Fish’in aldığı sanat eğitimin faydasını görmemiş, yeteneği keşfedilmemiş bir ressam olduğu zamanlar. Ünlü ressamların üsluplarını ucuz malzemelerle taklit etmekte ise çok başarılı. Bu başarısı zekasını dolandırıcılıkta kullanmayı tercih eden Vincent Bloom’un ilgisini çekmiş, Bloom Fish’in sahte tablolarını gerçekmiş gibi piyasaya sürmüş. Sanat dünyasını kolaylıkla kandıran ikili tesadüf eseri yakalanmış ve hayatlarının yedi yılını hapishanelerde geçirmişler. Fish bundan böyle sahtecilikle uğraşmak niyetinde değil. Birkaç yüz dolarlık reprödüksiyonlar yaparak temin ediyor geçimini. Bloom’un gözü ise daha da açılmış. Soygun onun fikri. Üstelik müşterisi de hazır. Hem Rambrand’ın tablosunu Mafya babasına verip beş milyon dolar alacaklar, hem de Fish’in taklitlerini yaptığı soygunun diğer parçalarını birkaç kez pazarlayacaklar.

Rakamların cazibesine Fish de katılıyor ve soygun hazırlıkları başlıyor. Mafya patronunun yanlarına kattığı psikopat eğilimli Cazale ile birlikte polisi kıyafetleriyle müzeye dalan üçlü büyük bir zorlukla karşılaşmıyor. Ancak hikayenin henüz başındayız. Bol paralı gelecek hayalleri kuran kahramanlarımız önce canlarını kurtarmak ardından ellerindeki malları pazarlamak telaşına düşecekler, müze müdürünün pazarlığa yanaşmaması pek çok yeni hamlenin yapılmasına ve cinayetlere neden olacaktır. Ve elbette süprizli bir final sahnesi…

İlk bölümlerde Patricia Highsmith’in Ripley’ini andıran Bloom’un öne çıktığı "Sahte"de, hikayenin düğümlendiği sonraki bölümlerinde iyi ve kötü zıtlığını temsil eden Fish ve Cazale rol çalıyorlar. Özellikle Cazale’in inişli çıkışlı ruh halini bir gerilim unsuru olarak çok iyi kullanmış Post. Aslında küçük büyük demeden bütün kişi ve karakterlerini çok iyi seçmiş ve işlemiş. ABD polisiyelerini ve kültürünü yakından tanıyan yazar, onların hızıyla Kuzey Avrupa polisiyelerine özgü soğuk atmosferi birleştiriyor. Sonuç mu? "Sahte" çok başarılı bir polisiye.

Kategori: A. Ömer Türkeş Yazıları
Etiketler:

Sahte

Elvin Post