menu

Kod Adı Majestik - Ender Sevinç

Yazan: A. Ömer Türkeş
Yayın Tarihi: March 24, 2012 18:02

Ender Sevinç ilk romanını polisiye türde hazırlamış. “Kod Adı Majestik”, klasik polisiyelerin “Katil Kim” sorusu ile bugünkü siyasetçi-mafya ilişkisini harmanlayan bir roman.

Hikaye, 1999 yılında, Ankara’daki büyük bir otelde düzenlenen polis balosunda başlıyor. Roman kahramanı Can Davetçi de emniyet teşkilatında genç yaşta ulaştığı mevkisi gereği balodadır. Yakışıklı, çapkın, dürüst, velhasıl sayılabilecek her türlü iyi meziyetle donanmış bu orta yaş sınırındaki emniyetçimiz, teşkilatta daha da yukarılara tırmanmaya adaydır elbette. Ancak terkettiği polis sevgilisinin intiharı ile sarsılır, istifa edip Ayvalık’a yerleşme ve hayatını turizmcilikle devam ettirme kararı alır. Ayvalık’a geldiğinde önce Çamlık semtindeki Küçük Berk otelini seçer, ardından Cunda’da eski bir Rum evi kiralar, hemen karşıdaki Midilli adasını ziyaret etmeyi de ihmal etmez. Romanın bu ilk bölümünde Can Davetçi’yi her yönüyle tanıtır yazar. Artık bir adım daha atıp polisyenin alanına geçebiliriz...

Ayvalık’ta tanıştığı -bir zamanlar büyük hayranlık duyduğu- eski sanatçı Yasemin Tekand’ın evinde ölü bulunması üzerine eski amirleri, -Ayvalık’taki memurlarının bu konularda deneyimsiz olduklarını düşünerek- Can’ı yardıma çağırırlar. Kadının kocası eski bir bakan, halen bir milletvekili ve bölgenin en güçlü adamlarından birisidir. Can, eski çalışma arkadaşı komiser Ali Kaplan ile birlikte işe koyulduğunda olayın ardında basit bir aşk ve ihanet ilişkisi değil, Ayvalık’la Midilli arasında kurulan bir uyuşturucu trafiği bulunduğunu anlar. Ne var ki, kadının kaptan sevgilisinin cesedinin Midilli’de ortaya çıkmasıyla soruşturma kapatılmak istenmektedir. Siyasetçiler tarafından engellenmelerine rağmen, Can ve Ali Kaptan’ın şahsi gayretleri ile yürüttükleri tahkikatları elbette meyvelerini verecek, mafya-siyasetçi ilişkisi gazeteci ve namuslu devlet memurlarının yardımıyla sonuca ulaşacaktır...

Kapanmayan üçgen...

“Kod Adı Majestik” suçun nedenini bireysellikten çıkararak toplumsal ve siyasal nedenlerle ilişkilendirmiş. Susurluk ve banka hortumlamalarının ardından polisiye edebiyatın bu gerçekçi damarının Türkiye'de akması kaçınılmazdı. Ancak ortaya çıkan kirli ilişkilerin edebiyata yansıması elbette dolaysız ve eş zamanlı değildir. "Kod Adı Majestik"te Ender Sevinç, devletin bir kesimini koruma refleksi ile Susurluk'ta ortaya çıkan emniyet-mafya-siyaset üçgeninden yalnızca mafya-siyaset ilişkisine yer vermişse de, kısa bir süre sonra meseleyi daha da gerçekçi ele alan polisiyelerin yazılacağına dair bir umudu yeşertiyor.

“Kod Adı Majestik”, Ümit Deniz’den bu yana yazılan polisiyeler içinde polis teşkilatına yakınlığı ile hemen farklılaşıyor. Ender Sevinç, sanki “içerden” anlatmaya çalışmış hikayeyi. Ancak yükselen değerlerden fazlasıyla etkilenmiş olmalı ki, sıradan polis memurlarının dar gelirleri ve sıradan hayatları ile gelip romanın merkezine yerleşmelerine, bir roman kahramanı olmalarına gönlü razı olmamış ve bu nedenle okuyucuya tanıdık gelecek bir “yuppi” portresi çizmiş(Rıdvan Akar’ın polis müdürü tiplemesinin de aileden varlıklı olduğunu hatırlatmak isterim). Can, bir Vali’nin oğlu; varlıklı, iyi yetişmiş ve kültürlü biri. Mesela, altında önce bir “Alfa Romeo”, ardından bir “Suzuki” jeep ile görüyoruz onu. Diğer polisler arasında bir yıldız gibi parlayan, ayrıcalıklı olduğu kabul gören bir tip. Bu sayede halk çocuğu komiser Ali Kaplan burjuva evlerinde terslenirken, o her türlü soruyu sorabiliyor, ezilmiyor, hasımlarının gözünü korkutuyor. Çünkü Can, polislikten gelmesine rağmen farklı bir sınıfsal kesimin insanı. Ancak teşkilatın geneline olan sevgisini gizlemeyen Sevinç, Susurluk raporlarına ya da suçu sabit görülen üst düzey emniyet görevlileri ile ilgili mahkeme kararlarına itibar etmiyor ve polis teşkilatına toz kondurtmuyor, yine de çözüm anındaki -polis değil- jandarma baskını, gerçekçiliğin bir zaferi olsa gerek...

“Kod Adı Majestik”te Can’ın gelir durumu ile ilgili sayısal veriler ile yemek sahnelerini sıkça tekrarlamış Ender Sevinç. Belki kahramanının alışkanlıklarını daha iyi tasvir edebilmek, belki de gerçekçi ayrıntılarla hikayenin gerçekliğini pekiştirmek için, bir yandan birikmiş paralarını, satılan evlerden sağladığı gelirleri, diğer yandan Can’ın sabah, öğle ve akşam yemeklerini -her seferinde- en ince ayrıntısına kadar naklediyor okuyucusuna. Bu ayrıntı kalabalığında zaman zaman boğuluyoruz doğrusu. Bir başka “yenilik” ise sevgili tiplemesinde; “Rıdvan Akar”ın “Bir Irkçının İhaneti” ve “Ayşe Akdeniz”in “Rüzgar Aşk ve Kelebekler” romanlarında karşılaştığımız kahramanlar gibi, Can da bir Yunanlı sevgili buluyor kendisine. Ancak -polisiyeler için hayati önem taşıyan- mekan çizimlerinde yazar son derece başarılı. Anlara, Ayvalık, Midilli, İzmir ve Çeşme’ye dair anlatımlar, Çamlık semti ve Cunda adası kusursuz tasvir edilmiş. Bunların üzerine heyecanlı bir cinayet ve kovalamaca hikayesi eklendiğinde ise zevle okunan bir roman çıkıyor ortaya...

 

Kategori: A. Ömer Türkeş Yazıları
Etiketler:
Ender Sevinç
Kod Adı Majestik

Yorum yaz
mode_edit

İLGİLİ KİTAPLAR

Nopic

İLGİLİ YAZARLAR

Nopic