menu

Son Posta’nın Müsabakalı Hikâyeleri: 6

Yazan: CinaiRoman
Yayın Tarihi: August 20, 2021 18:56

 

BU VAK’ANIN FAİLİ KİMDİR?

Çilek Tarlasındaki Silah Seslerine Ne Mana Verirsiniz?

Komiserin Aldığı Neticeye Nasıl Varılmıştır?

ARNAVUTKÖY VAK’ASI

Arnavutköy polis merkezine biri asker, öteki de sivil elbiseli iki adam girdi ve son derece telâş içinde, polis komiserine şunu anlattılar:

— Biz demin çilek tarlasının arkasındaki patikadan geliyorduk. Bir kadının acı acı haykırdığını işittik. Sesin ne taraftan geldiğini iyice tahmin etmek için epey durduk ve evvela birşey anlıyamadık.

Tam bu sırada bir el silah patladı, arkasından bir el daha, bir el daha… Hemen silahın atıldığı tarafa doğru koşmaya başladık. Fakat yukardan doğru bir otomobil geldi ve inildeyen bir kadını içine alarak, birkaç erkekle beraber otomobil kayboldu.

Derhal koşunuz! Fakat, yanınıza mümkün olduğu kadar çok memur alınız, çünkü vak’a çok mühimdir, orada birkaç kola memur salmak icap edecektir.

Vakit gece yarısını geçmişti. Komiser yüzünü can sıkıntısı ile buruşturdu, çünkü karakolda kafi derecede memur yoktu. Uykudakileri de uyandırarak birkaç memurla yola çıktı.

Karakolda ancak bir memur kalmıştı.

Polisler o iki adamla beraber bir otomobile atladılar ve çilek tarlalarının arkasında bir kulübeye kadar vardılar. Kulübede bulunan bekçiler ancak bir silah sesi duymuşlar, fakat o sırada yatakta oldukları için dışarı çıkıncaya kadar vakit geçmiş, hiç bir şey görememişlerdir.

Komiser, vak’a mahalinde nafile vakit geçirmek istemedi ve civar karakollara, nöbetçi kulübelerine telefon etmek için hemen geriye dönmeği münasip gördü. Fakat kendisine bu vak’ayı haber veren iki adam, çok mühim işleri olduğunu söyliyerek ayrılmak istiyorlardı.

Komiser onları koyvermedi ve hep birden gene karakola döndüler.

Komiser, karakolda bıraktığı muavinini yerinde bulamadı ve buna çok hayret etti. Kıyamet kopsa bu adamın vazifesini terketmiyeceğini gayet iyi biliyordu.

Vakit kaybetmeden, bütün yollardaki noktalara, civar karakollara her tarafa telefon etti ve bilaistisna her geçen otomobilin biran için durdurulmasını ve taharri edildikten sonra salıverilmesi lüzumunu anlattı.

Tam bu sırada muavin içeri girdi.

Komiser bağırdı:

— Neredesin, ayol?

— Komiser Bey, siz emrettiniz, sizi aramağa çıktım.

— Ben sana karakolda oturmanı emrettim.

— Evet ama, siz çıktıktan sonra köylü kıyafetinde bir adam geldi ve sizin, benim çilek tarlasına mutlaka gelmemi istediğinizi haber verdi, oraya hemen koştum, fakat sizi bulamadım.

Komiser hiç sesini çıkarmadı, yerine oturdu ve iki adamı da gene bir tarafa salıvermedi.

Beş dakika ya geçti, ya geçmedi ki, içeri giren bir sürü halk, karakolun ta karşısındaki evin soyulduğunu, hem de hırsızların ön pencereden girdiklerini ve karakoldan görülmekten korkmadıklarını haber verdi.

Komiser bunu duyunca hiç hayret etmedi.

— Ben böyle birşey tahmin ediyordum… Dedi ve alesul tahkikata gitti.

*

Arnavutköy polis komiseri, iki gün içinde, karşıki evi soyan bütün hırsızları tevkif etmişti. Buna muvaffak olmak için de evvelâ şüphe ettiği bazı kimseleri tevkif etnişti.

Şu suallere cevap verimiz.

1— Polis komiseri kimlerden şüphe etmiştir?

2— Onu bu şüpheye sevkeden şeyler nedir?

3— Çilek tarlasındaki vak’anın mahiyeti nedir?

Kategori: Sınavlar

Yorum yaz
mode_edit