Mazhar Onad ismi, Tefeyyüz kitaphanesi tarafından 1940-43 yılları arasında yayınlanan onparalık roman serisinin iki kitabında çıkıyor karşımıza: 1940 tarihli "Mavi sular altında yatan kız" ile, üç yıl sonrasından "Genç kızın esrarı"
Erol Üyepazarcı yegane polisiye ansiklopedimiz Korkmayınız Mr. Sherlock Holmes'ta Genç kızın esrarı'nı yererken, Onad hakkında bilgi bulamadığını yazmış; o bulamadığına göre, ben hiç denemem bile!..
Tefeyyüz'ün bu roman serisi polisiye, romantik ve tarihi ucuz romanlardan oluşuyor. Bizi ilgilendiren Mazhar Onad'ın bu iki eseri dışında, Behçet Safa'nın "Daktilo Leman'ı nasıl kaçırdılar?" adlı polisiyesidir. Seri sahaflarda aylarınızı geçirseniz bile kolay edinemeyeceğiniz cinsten, tam bir "imkansız kitap" serisi. Onad'ın bu romanını son yıllarda bir iki kez gördüm, şimdilerde bir açık artırma sitesinde de bir kopyası satılıyor, ilgilenenlere duyrulur. "Mavi sular altında yatan kız" ile, "Daktilo Leman'ı nasıl kaçırdılar?" ise, elimdekilerden sonra ikinci kez karşıma çıkmadılar.
Üyepazarcı'nın kitabında bu kitabı inandırıcılıktan uzak, nahif bir roman olarak nitelemesine katılmakla beraber, üstadın prim vermediği giriş bölümünü beğendiğimi söylemeliyim.
Ziya Ferit, mutemetliğini yaptığı Fehim Paşa'nın öldürülmesinden hüküm giyip idama mahkum edilmiştir. Roman, infazın gerçekleşeceği gece hapishane müdürünün odasında yapar açılışını. Özenle uzatılmış giriş bölümü idam cezasının bütün tatsızlığını başarıyla gözler önüne serer. Mahkumun gardiyan tarafından getirilen toz halindeki bir ilacı içmesiyle bir de muamma sunar yazar bize: Ferit intihar mı etmiştir, yoksa öldü sanılarak kaçmanın bir yolunu mu bulmuştur? Cenaze töreniyle beraber, ikinci şıkkın geçerli olduğunu anlarız. Mahkumun ölü sanılmasını sağlayacak bir ilaç sayesinde firar başarıya ulaşır.
Firarın arkasındaki isim polis hafiyemiz Avni Demirel'den başkası değildir. Ziya Ferit'in masum olduğuna inancıyla karışık, muammanın asıl çözümünü bulan, cinayetin arkasındaki gerçek sebep olan Bermeki hazinesini ortaya çıkaran isim olma hırsı, Avni'yi bu firarı tertiplemeye itmiştir.
Romanın keyfi de hafiften kaçmaya başlar. Yazar hazinenin tarihini anlatırken gereksiz tafsilata girerken, hazinenin yeri, katilin kimliği gibi olası muamma ögelerini nedense yeterince işlemez. Hazine handiyse tesadüfen bulunur, katil ise zaten alakasız bir kişi çıkar.
Neyse ki merhumun yeğeni ile üvey kızı işi pişirir de bunlara fazla takılmayız. Roman göz kamaştırıcı bir hazineye kavuşan genç çiftin bahtiyarlığı ile sona ererken, katil bile dayanamaz da, "Mahkemeyi uzatmak beyhudedir. Beni asınız. Layık olduğum ceza budur." sözleriyle çekilir sahneden.
Kategori: Tozlu Raflar