Siyasi polisiye denince akla gelen Güney Amerika polisiyeleridir. Ne yazık ki Latin Amerika’nın siyasi polisiyelerinden pek azını okuma fırsatı buluyoruz. Brezilya’nın en büyük yazarları arasında sayılan Rubem Fonseca’nın “Usta İşi”ni de ancak 2008’in sonlarında okuyabildik.
Geç başlayan, 20. yüzyılın sonuna doğru yavaş yavaş gelişen ama gerek nitelik gerekse de nicelik açısından hatırı sayılır bir külliyat biriktiren Brezilya polisiye yazımı, ağırlıklı olarak toplumsal eleştiriye, ekonomik eşitsizlikleri sergilemeye eğilimlidir. 1970’ler ve 80’lerde, suç kurgusu sosyal protesto için bir araç olmuş, suçun kaynağı otoriter bir devletin ve eşitsizliğin hüküm sürdüğü sosyoekonomik sistemde aranmıştır. 1980’lerden başlayarak toplumsal protesto polisiyeleri -“contros policias”- ironik ve alaycı usluplarıyla Brezilya’da özgün bir “tarz” olduklarını kabul ettireceklerdir.
Kariyerine kısa hikayelerle başlayan 1925 doğumlu Rubem Fonseca, parlak kariyerini bütünüyle polisiye yazımıyla sürdürmemekle birlikte, “çirkin gerçekçilik” adını verdiği roman anlayışının en iyi örneğini “Usta İşi”(1983) adlı polisiyesi ile göstermişti.
“Usta İşi”nin anlatıcı kahramanı da –Cinayet Mevsimi’nin Mehmet Cemil’i gibi- hukuk eğitimi almış. Ancak biraz daha olgun; Rio de Jeneiro’dan ortağı ile birlikte kurdukları iyi çalışan bir avukatlık bürosu, çözümlenmiş çok sayıda davası var. Yeni davası şantaja neden olan bir video kasetiyle ilgili. Ne var ki şantajla suçlanan kadın seri katil kuşkusu yaratan bir cinayete kurban gitmiştir. Mandrake ünvanıyla anılan kahramanımız işe koyulduğunda Brezilya’nın karanlık yüzüyle, kökleri Brezilya tarihine kadar uzanan suç imparatorluklarıyla karşı karşıya gelecek, zaman zaman kendisinin ve yakınlarının hayatını riske atacak, suçlular ortaya çıksa bile dava, devletle suçun içi içe geçtiği başka ülkelerdeki gibi sessizce kapanacaktır.
Brezilya’nın büyük kentlerinden taşrasına kadar uzanıp çok sayıda insan tipini bir araya getiren hikayesinde karanlık bir bakışı karmaşık bir kurgusu var. Ele aldığı konularla Brezilya toplumunun bilinçaltına, aslında gerçek tarihine temas ediyor; “kontrolsüz güç, korku, aptallık ve yoksulluk”… Gerçeklerin çirkinliğini kendine özgü bir uslupla teşhir eden Fomseca’nın hikayesi sevimli, idealist ve çapkın kahramanı sayesinde ışıldıyor.
Polisiyeyi yeraltına indiren Fomseca’nın “Usta İşi” romanı, yayımladığı yıllarda Brezilya edebiyatında büyük etki yarattığı söylenir. Etkisi bugün de sürüyor olmalı; gösterime 2007 yılında giren “Mandrake” adlı TV dizisinde karakterler ve hikayenin akışı “Usta İşi”nden uyarlanmış. Gördüğü büyük ilgi ile dizi halen gösterimde.
Kategori: A. Ömer Türkeş Yazıları