bu kitabın elle tutulur bi tarafını ben bulamadım, sadece huyum yuzunden sonuna kadar okumak zorunda kaldım. ustelik bu kitap 1968'de polisiye roman odulu falan almış, belki de o yıl italya'da baska bi polisiye basılmadığı içindir. kısaca acıklayayım derdeimi, aslında yarı amator polis karakteri duca'nın çıkış noktası çok iyi, otenazi yaptığı için meslekten men edilen huysuz bir doktor, polis ahbabları var. ama sadece bu kadar, emin olun. once milano'daki yuzlerce sokağın dukkanın falan adını ezberleyin. sonra, en basta bir olay anlatılsın. bu olayın hikayenin akışıyla bir ilgisi yok-bu bazı kosullarda tabii ki olur, ama buradaki gercekten sacma-, ve bu olayın çozumunde dedektiflerin de bi alakası yok, kendi kendine çozulen bir muamma diyeceğim, ama ortada bir muamma olduğundan emin değilim. kurgusu acayip zayıf, diyaloglar tutarsızlık ve kendini tekrar içeriyor. polisler bi yere gidiyo, birilerini dovuyo-insanların ne kadar hakettiğini biliyoruz tabii ki, dayak cennetten çıkma zaten- bi seyler ogreniyo, ama siz bunun içinde değilsiniz. zaten herhangi bir atmosfer içine de girilmiyo, tamamen hayal kırıklığı ve muz kabuğu.
en sonunda polisler olayı yanlış cozuyo- cozuyo sacma bi kelime zaten-ve hayatımda gorduğum en barbat, en gereksiz final bu kitapta. sanırım yazar kitabın sonunu bağlayamamış, eğer isteyerek yaptıysa daha da yazık. bu arada tabii, 2. dunya savaşı, kahrolası naziler ve faşistler hakkında da bir yan hikaye okuyoruz, ama yazar usendiği için bunu kitabın tamamına yedirmeyi dusunmemiş, herseyi bi seferde anlatmış, o da en sonda. bir de toplumsal ahlak uzerine sacma sapan sozler; aadam acı çekmesine dayanamadığı için bir hastasına otenazi uygulayacak ve meslekten ihrac edilecek kadar merhametli; ote yandan onune gelenin kafasını, kolunu kırıyor. kendince bir ahlak anlayişi olduğu için denilebilir, ama bence demeyin, gerek yok. velhasıl, okumayın, paranıza ve zamanınıza yazık.