KOLLEKSİYONCU
John Fowles
Çocuk yaşlarında kaybettiği babasının ardından,annesi tarafından terkedilen ve yerleştiği halasının yanında yalnızlığı ile birlikte büyüyen Frederick Clegg, kendisine kelebek yakalama ve kelebek kolleksiyonculuğu zevkini aşılayan eniştesinin de ölümüyle içsel yalnızlığının da ayırdına varır.
Clegg yalnızlığından, gizliden gizliye izlediği ve ideal değerleri taşıdığına inandığı resim öğrencisi bir genç kızı kaçırıp alıkoyarak, kurtulmayı deneyecektir.Clegg,kelebek kolleksiyonculuğundan kadın kolleksiyonculuğuna giden yolda en önemli adımını,ilk adımını atmıştır.
Roman iki ana bölümden oluşuyor.Önce Clegg’in gözünden,onun bakış açısıyla izliyoruz kaçırma ve alıkoyma sürecini.Daha sonra da kurban Miranda’nın gözünden.Böylece av ve avcı’nın içsel tradejileri çıkıyor ortaya.
Kolleksiyoncu,bir gerilim romanı .Ama gerilim romanı dediğime bakmayın.Bu kitapta kan yok,doğaüstü güçler yok.300 küsur sayfa boyunca olaylar kapalı bir mekanda geçiyor ve av ile avcı arasındaki ilişkiler oluşturuyor gerilimi.
Bence okuyun.
Gerçekten ilginç bir gerilim romanı. Bir insanın ruh dünyası güzel bir şekilde tasvir ediliyor. Roman kahramanının kaçırdığı kız ile ilişkisi anlatılıyor, adam kızı kaybetmekten o kadar korkuyor ki kız hastalandığında ölmesine seyirci kalıyor ve kız öldükten sonra bir koleksiyoncu olarak sıra 2. avına geliyor.
Roman tekniği,atmosferi,karakter yaratımı ve gerilim dolu kurgusuyla,tevazuyla yaklaşılamayacak romanlardan biri.Ayrıca yazarın romanda yaptığı çok ilginç bir şey var,kitabın çözümlemesini de aynı anda kendisi yapıyor ama hiç bir yargıya varmadan.Okunmalı,okutulmalı derim...
romanın çok orjinal bi konusu var.ve FOWLES ın dili iyi.ama kitap beni o kadar çok sarmadı..AMA BÜYÜCÜ adlı kitabı beni bitirdi..etkisinden kurtulamadım..hayal ve gerçek birbirine karıştı...NEFİSTİ,, işte o zaman bu kitap OKUNMALI VE OKUTULMALI dedim...alın ve lütfen okuyun...benim okuduğum kalın kırmızı kapaklı eski bi baskısıydı...çok aradım ve buldum...
KLasik bir polisiye değil.Bir psikolojik öğeleri ağır basan gerilim romanı.
Konusu ilginç.Bi genç kız kaçırılıyor.Olaylar önce kızı kaçıran tarafından,duygu ve düşüncelerini anlatarak sunuluyor.Onun geçmişini,bu duruma nasıl geldiğini öğreniyoruz.Annesini,babasını ,halasını,halasının kocası ve halasının kızının onun psikolojik gelişimindeki rollerini öğreniyoruz.
İkinci bölümde kaçırılan kızın duygu ve düşüncelerini veriyor bize yazar.Ve tabi çevresindeki insanları.Onlarla olan aşk-nefret durumlarını.
Sürükleyici bir roman.Kolay okunuyor.
Bir seri katilin doğuşunu izliyoruz.
Umulmadık bir sonuç sunuyor yazar bize.
Yer yer Stephen King'in Misery'sini anımsatıyor.
Hem edebi bir tad almak için hem de gerilmek için okunması gereken bir kitap