Flamanların Evinde(Le Commissaire Maigret Chez Les Flamands (1932))Maigret Givet garında trenden indiğinde gördüğü ilk kişi, kompartımanın tam karşısında duran Anna Peeters oldu.
Genç kız sanki onun tam da peronun...(devamı)
Cardinaud'nun bir Haftası(Le Fils Cardinaud)Bir mantar tıpa suda nasıl sürüklenirse, o da öyle sürükleniyordu. Vücudu dimdik, başı yukarıda karşıya bakıyor ve gördüğü şeyler işittikleriyle, h...(devamı)
Carol(The Price of Salt / Carol (1952))..gözleri aynı anda karşılaştı, Therese açtığı bir kutudan başını kaldırmıştı, kadın da tam ona bakıyordu. Uzun boylu, sarışındı. ...Bakışları renk...(devamı)
Merkez Komitesinde Cinayet(Asesinato en el comité central (1981))Karanlıkta ölen bir adam, çevresini yoldaşları sarmış; adamın adı Fernando Garrido, İspanyol Komünist Partisi genel sekreteri. Ağzının tadına düşkü...(devamı)
Kızıl İplik - Dörtlü Mühür(The Sign of Four (1890))Sana kaç kere söyledim, imkânsız olanları elersen, arta kalan, ihtimal dışı bile olsa, hakikattir.”
Sapsarı sisle kaplı Londra'nın Baker Sokağı...(devamı)
Şairin Ölümü(Mort d'un Poete)Hikayemiz, Orta Avrupa'daki totaliter, reel-sosyalist ülkelerden birinde geçiyor... Başlıca kahramanlarımız: Güneş Önder, Yenilmez Mareşal, İnsanlı...(devamı)
Kasabanın Şeytanları(All Around the Town (1992))Bütün kasaba birbirine düşmüştü. İnsanlar en yakınlarından bile şüpheleniyordu. Kasabaya sanki şeytanlar üşüşmüştü!...
(Arka Kapak)(devamı)
Kadınlara Göre Değil(Unsuitable Job for a Woman (1972))Kapıda durup kulak kabarttı. Bahçenin her yanından sesler geliyordu; gizemli hışırtılar, rüzgar estikçe kımıldayan yaprakların göğüs geçirircesine ...(devamı)
Doğal Bir Ölüm(Unnatural Causes (1967))Elsiz ceset Suffolk kıyılarının açığında, karadan görülebilecek bir uzaklıkta yüzen küçük sandalın tabanında yatıyordu. Orta yaşlı, ufak tefek bir ...(devamı)
Ölüm Çığlığı(The Murder at the Vicarage (1930))SAKİN KÖYDEKİ CİNAYETLE İLGİSİ OLANLAR
Len Clement: Köyün rahibi. Bazen bir din adamına yakışmayacak şeyler düşünüyordu.Griselda Clement: Rahibin ...(devamı)
Adalete Susayanlar(A Time to Kill (1989))(Jake Brigance #1)
Haklı ile haksızı ayırmak zorunda kalanlar çoğu zaman tereddüde düşerler. Çünkü sonuçta düşünülen adalet değil, uygulanan ada...(devamı)
Çin Gölü Cinayetleri(The Chinese Lake Murders (1960))Robert van Gulik, on iki dil konuşan, yedi telli Çin lavtasını ustaca çalan, kitap resimleyen, kaligrafi bilen, Çinlilerin Ortaçağ yasaları kadar c...(devamı)
Koleksiyoncu(The Collector (1963))... Günlerdir düşünüyordum. Ona evimi ve içindeki eşyaları göstermek ne kadar hoş, ne kadar zevkli bir iş olacaktı. Bu hayallerimin bir kısmını mey...(devamı)
Serüven Denizi(The Sea of Adventure (1948))Sakin denizler kimi zaman insanı aldatır. Beklenmedik bir fırtına sonucu çıkan dalgalar gemimizi ya da yelkenlimizi önüne katıp sürükler ve içindek...(devamı)
Şatonun Kralı(I'm the King of the Castle (1970))... Hooper ateşe bakmaya devam etti. "Annen çok erkeğin peşinden koştu mu?" diye sordu.
"Ne demek istiyorsun?"
"Babamın peşinden koştuğu gibi yan...(devamı)
Bayan Smilla..ve Karlar(Miss Smilla's Feeling for Snow / Smilla's Sense of Snow (1992))Isaiah yerde yatıyor. Bacakları kıvrılıp altında kalmış, yüzü karın içinde, kendini üzerine düşen spot ışığından korumak istermiş gibi ellerini baş...(devamı)
Son Şeyler Ülkesinde(In the Country of Last Things (1987))"Paul Auster"in yarattığı "Son Şeyler Ülkesi", geniş yığınların evsiz barksız yaşadıkları, hırsızlığın suç sayılmayacak kadar yaygınlaştığı, kendi ...(devamı)
Foucault Sarkacı(Il Pendolo di Foucault (1988))"Umberto Eco"nun ilk romanı olan "Gülün Adı" gibi, bu ikinci romanı "Foucault Sarkacı" da, bildiğimiz roman türlerinden hiçbirine girmiyor. Belki d...(devamı)
İhbarcı(The Burden of Proof (1990))Otuz bir yıldır evliydiler ve gelecek baharda bu mutlu yıllara bir yenisini daha katmaya hazırlanıyorlardı. Martın o akşam üzeri Mr. Alejandro Ster...(devamı)