Bir bebek arabasında duran el çantasını çalan baş belası iki genç, Zipp ve Andreas, bebeğin arabadan yere düşmesiyle istemeden de olsa bir cinayet işlerler. Ama bu durumun henüz farkına varamadan, bir sonraki hedeflerine doğru ilerlemeye başlamışlardır. Yaşlı bir kadını evine kadar takip ettikten sonra Andreas, sadık bıçağıyla kadının evine girer. Zipp dışarıda gerginlik içinde beklemektedir ama arkadaşı bir daha asla dışarı çıkmaz. Zipp, Andreas'ı bir daha sağ göremeyecektir.
Müfettiş Konrad Sejer ve meslektaşı Skarre, bebeğin ölümüyle genç bir suçlunun ortadan kaybolması arasında hiçbir bağlantı kuramazlar. Zipp'in de olayları açıklamaktan korkarak, polis şaşkına döndürmüştür. Dışarıdaki dünyada kargaşa devam ederken gözler, yaşlı kadının evine yeniden çevrildiğinde ürpertici, kalpleri durduran gerçek, bütün çıplaklığı ile ortaya çıkar. Stephen King tarzı bir olay örgüsüyle Fossum, olaylara gerçekçi ve korkutucu bakmada kendine özgü yeteneğini, suçlunun ve kurbanın zihinlerine yerleştirir.
Fossum görünüşe her zaman inanılmayacağını ve insanların her zaman göründükleri gibi olmadıklarını tekrar anımsatıyor.