Adı olmayan bu dedektif bildiğiniz deli, zaten çoğunlukla akıl hastanesinden kaçarak atılıyor olaylar örgüsünün içine. kendisi de meraklı değil, bu konularda yetenekli de değil, ama nasıl oluyorsa oluyor, düğümleri çözüveriyor. bu kitabın türkçe'de okurunu bulamamış olması da, aynı dedektif karakteriyle yazılmış diğer devam kitaplarının basılmamış olmasını getiriyor. okuyalım, okutalım! zaten sadece polisiyede değil, Mendoza büyük bir çağdaş romancı!!
Polisiyede mizah unsurunu her zaman önemsemişimdir. Belki de bunun sebebini, -benim gibi iflah olmaz bir polisiyesever olan Salah Birsel’in bir yerlerde dediği gibi- bize polisiyeyi sevdiren Anglasakson örneklerin çoğunda az ya da çok “humour” olmasında aramak gerekir. İşte -her ne kadar Anglosakson olmasa da- İspanyol edebiyatının anlı şanlı yazarlarından olan Eduardo Mendoza’nın (anti) kahramanı akıl hastanesinde kalan isimsiz bir hasta olan beş romanlık serisi, bir yandan mizahi olanla siyasi olanı birleştirip, hard-boiled ile dalga geçen başarılı bir parodi ortaya koyarken bir yandan da polisiyenin olmazsa olmazlarından olan “muamma” unsurunu roman boyunca elde tutmayı başarıyor. Serinin üçüncü ve beşinci romanı -maalesef- henüz dilimize çevrilmedi...