Grange'nin başarısının bir örneği daha. Siyah Kan gibi pek çok ülkede gezilen bir hikaye. Had safada sürükleyici ve heyecanlı. Tüm Grange kitapları gibi ilgi çekici bilgilerle dolu. Avrupa'dan başlayıp Afrika'ya uzanacak ve Grange'nin ülkelere dair engin tecrübelerini güzel bir kurguda harmanlayışını izleyeceksiniz. Yine ilginç ve farklı konular içiçe.
Elbette tavsiye ediyorum.
Markalanan leyleklerin göçten eksilerek döndüklerinin farkedilmesiyle,neler olup bittiğinin anlaşılması için görevlendirilen leylek dedektifinin öyküsü.Genç adan leyleklerin peşinde ülke ülke,kıta kıta dolaşırken kendi geçmişindeki sırlarla da yüzleşecektir.
Birbirine paralel iki öykü anlatılıyor kitapta ancak,eklemlenmenin yerine oturduğunu söyleyemeyeceğim.
Leyleklerle birlikte ramboculuk oynamaya var mısınız.Kahramanımıza birde kahraman üstü bir kadın eşlik ediyor.
Ama kitap güzel.
Benim böyle dediğime bakmayın :)
Yazarın ilk okuduğum kitabı. Bu kitabı okuduktan sonra yayımlanmış diğer kitaplarını da alıp bir nefeste okudum. Çok başarılı bir kurgu, detaylı bir araştırma ve muhteşem bir hikaye. Bıkmadan defalarca okunabilecek bir kitap. İçinde İstanbulumuzdan da bir güzellik olması ayrıca hoş. Bu kitabı okumayanın ya aklı yok ya parası ..:)
Grange in tarzının belirgin özelliklerinden biri anlatılan konuyla ilgili bolca araştırma yaptığının belli olmasıdır.Burda da durum farklı değil ama kurmacaları her zaman birbirine yapboz parçaları gibi birleştiren yazar bu kez aynı şeyi yapamamış gibi geldi.
Kitabın başını biraz ağır buldum. Ayrıca konunun nereye varacağı da bence belli idi. Bu nedenle ancak kitabın ortasında hiyayeye girebildim. Sonu fena değildi ve beni tatmin etti aslında. Bence bu yönü ile Taş Meclisi'nden tamamen farklıdır, çünkü orada başlangıç müthiş, sonu kötü. Hikayenin oynadığı yeri güzel. Bir İsrael bir Afrikadasınız. Afrikayı da güzel vermiş. Zaten hikaye Afrikada oynadığında sarmaya başlıyor. Onun dışında neredeyse her şey beklediğim gibi gelişti. Ben 7 verdim, ama 6,5'dan:)