Uyuşturucu ve hapishane: İkisi de aynı madalyonun yüzleri. İkisi de insanları boyunduruk altına sokmak için güç sağlamaya yarıyor... Eğer zarar görmek istiyorsan kendin bilirsin... Ama eğer kafanda hiçbir şeyin yoksa, düşünemiyorsan, hiç kimsesindir... Luscombe ailesinin müzesinde meydana gelen patlamayla birlikte gizemli olaylar yaşanmaya başlanır... Olayların halkaları bir araya gelerek uzun bir zincir oluşturur... Genç Sidney Luscombe yıllar önce Vietnam'da savaşmak için gönüllü olarak askere yazılmıştır. Maddi olanakları geniş olan bu ünlü ailenin oğlunun savaşta ne işi vardı? Genç Luscombe, gerçekten herkes tarafından zannedildiği gibi ölmüş müydü? Yoksa hiç kimsenin ummadığı bir şekilde cinayete mi kurban gitmişti?.. Katiller kimdi ve bu cinayeti neden işlemişlerdi?.. Kriminolog Julia Kendall nüfuzlu Luscombe ailesinin bu gizemli olayını aydınlatmak için çalışıyordu. Ancak, masum gibi görünen aile bireylerinin kafalarında neler planlanıyordu?!. Julia'nın çözeceği olaylar zincirinin sonunda yaşlı Luscombe için, ailesi adına utanç verici kara bir leke çıkma olasılığı vardı. Ama... Yoksa! Yoksa sanılanın tam aksine katil sürpriz bir isim miydi?.. Julia'nın kafasını karıştıran bağlantısız olayların içine karışan sevgi ve şefkat tohumlarıyla birlikte su yüzüne çıkan "savaş" psikolojisi... (Arka Kapak)