Cennet gibi bir kasabada, Salten’da güzel bir haziran sabahı köpeğini yürüyüşe çıkaran bir kadın. Menzil’de, o güzel nehir kıyısında insan hayatta olduğunu daha iyi hissediyor. Derin bir nefes al, ver. Sonra kadın, köpeğinin ağzında bir şey görüyor. Dehşet gösteriyor yine kendini. Kemik bu, bir insan kemiği…
Ertesi gün, Londra ve etrafındaki üç kadının, Fatima, Thea ve Isa’nın telefonuna aynı kısa mesaj geliyor. Korkuyla bekledikleri, hiç görmeyeceklerini umdukları bir cümle. Bir zamanlar aralarından su sızmayan arkadaş gruplarının dördüncüsü Kate’in yazdığı üç kelime…
“Size ihtiyacım var.”
Bu dörtlünün bitirmeleri gereken bir oyun var. Çevrelerindekileri ne kadar iyi ikna edebildiklerini sınadıkları, büyük yalanlardan ibaret bir oyun.
10 Numaralı Kamara ile Kapkaranlık Ormanda’nın New York Times çoksatan yazarı, çağımızın Agatha Christie’si Ruth Ware’den, arkadaşlık, yalan ve tehlikeli oyunlarla örülü, düğüm düğüm açılan, tüyler ürpertici bir roman.