menu

Divina'nın Bileziği
Orjinal Adı:
-
Yazar:
Yayınevi:
Yayın Tarihi:
Çevirmen:
-
Grafik Tasarım:
-
Karakterler:
Sizin Puanınız:

Polisiye Yazarlar Birliği Kristal Kelepçe Yılın Polisiye Romanı 2021

 

Dere kenarında balık tutmak isteyen çocuklar bir kadın cesedi bulur. Ceset suda bulunduğundan tanınmayacak
haldedir ancak cesedin kolundaki bileziği gören Kadı, maktuleyi tanıdığını ifade eder. Ceset, Sancakbeyi
Alaattin Paşa’nın ikinci hanımı Zinnur’a aittir. Zinnur, Divina isimli bir gayrimüslim iken Müslüman olmuş ve
Zinnur ismini almıştır.


Eşrefzade İdris Bey’in kendine has iz sürme ve akıl yürütme yöntemleri, bu vakada kadı naibi olarak tayin
edilmesini sağlamıştır. Hafiye İdris Bey kolları sıvar, Zinnur’u kimin, ne için öldürmüş olabileceğini araştırmaya
başlar. Gerçeği öğrenmek için her yolu deneyen İdris Bey, günah sayıldığı için lafını etmenin bile mümkün
olmadığı bir usulü dahi gizlice deneyecek, maktuleye otopsi yapacaktır… 


Yeni ipuçları çıktıkça vaka daha da karmaşık bir hal almaktadır. Vaziyet basit bir cinayetten ibaret değildir.
Araştırdıkça Zinnur’un asıl kimliği ortaya çıkar. Hiçbir şeyden haberi olmayan Sancakbeyi ise dehşet
içerisindedir. Şimdi sıra, Zinnur’u ortadan kaldırmak isteyebilecek kudretli adamları bulmaya gelmiştir.

Dersaadetli Hafiye Eşrefzade İdris Bey’in maceraları Divina’nın Bileziği ile devam ediyor…


İLGİLİ BLOG YAZILARI

Yorumlar


Osmanlı Cosy'si
January 30, 2021 21:00

Kristal Kelepçe 2020 yılı Yılın Polisiye Roman Ödülü'nü kazandı bu kitap.

Tüm adaylar içinde benim de en beğendiğim kitap oldu. Tüm sene boyunca en çok zevk alarak okuduğum kitaplardan birisiydi. Yaşasın kitabımı okuyayım diye gece yatağa keyifle gittim.

Türkçesi kusursuzdu.

Polisiye kurgu hiçbir soru işareti veya mantıksızlık bırakmayacak şekilde iyi kurgulanmıştı, tüm sorular cevaplandı. Tam bir 'cosy' atmosferi yansıttı, ama baştaki otopsi sahnesiyle de 'cosy' kalıplarının dışına çıkıp göz doldurdu.

Karakterler pek sevimliydi, bir Sherlock-Watson havası vardı ama o kadar karikatürize değildi. İdris Sherlock kadar irite edici derece zeki ve ukala değildi, Musa da Watson taklitlerinin edebiyatta sıklıkla maruz kaldığı üzere sürekli aptal yerine konulmuyordu.

Öykü de hoşuma gitti. Olayların Kütahya’da geçiyor oluşundan hoşlandım. Dil ve yaşayışla ilgili her detayın döneme ait olduğundan emin olamadım ama aksini iddia edeceğim kadar hakim değilim Osmanlı dönemine. O yüzden Ayfer Kafkas’ın araştırarak yazdığına güvenmeyi tercih ediyorum.

Tek sorum şu: Kitabın ismi neden bileziğe odaklandı?

Velhasıl, alın okuyun. Zevkle öneriyorum.


Yorum yaz
mode_edit