menu

Kan Rüyayı Bozar
Orjinal Adı:
-
Yazar:
Yayınevi:
Yayın Tarihi:
Çevirmen:
-
Grafik Tasarım:
-
Karakterler:
-
Sizin Puanınız:

“Pandeminin bütün zor koşullarına karşın 2021 yılı Türk Polisiye Edebiyatı’nda verimli bir yıl oldu.
En azından 65 yıldır polisiye roman çokseveri olarak ülkemizdeki gelişmeleri izleyen beni en mutlu eden ise yeni yazarlarımızın başarılarını izlemek oldu.

Süleyman Baş’ın romanı bu bağlamda en beğendiğim yapıtlardan biri. Hem meraklı kurgusu, hem “toplumsal romanın işlevini polisiye roman aldı” savının bir örneği olarak verdiği toplumsal iletiler, hem muamma içeren suçun anlatılması üst düzeyde…
Süleyman Baş’ın romanını okuyacakların polisiye romandan beklediğimiz “kaçış zevkini” de bol bol tadacaklarını umuyorum…”

Erol Üyepazarcı

 


İLGİLİ BLOG YAZILARI

Yorumlar


Over-Engineered
February 15, 2023 17:29

2022 Kristal Kelepçe Adayıdır.

Süleyman Baş'ın katıldığı ikinci Kristal Kelepçe yarışması bu. Daha önceki romanı olan Ölülere Güvenme'yi de beğenmiş, ancak bir Amerikan mahkeme sahnesinde geçmesinden ötürü, yerlileşemediği için eleştirmiştim.

Kan Rüyayı Bozar'da böyle bir durum yok. 'Yerli polisiye' etiketini sonuna kadar hak eden bir roman.

Süleyman Baş ilk romanında da geçmişe gitmişti, Bu romanında da geçmişte yaşanmış bir olayın izini sürüyor. Zamanın sosyetesinden bazı karakterlerin yaşadığı sırlarla dolu bir gece, her nedense yakın zamanda öldürülmüş bir yurt müdürünün ilgi alanındaymış. Kahramanımız Arzu ve Doğa (polis teşkilatında üst - ast olarak) bu işin peşine düşüyorlar. Arzu'nun Doğa ile ilgili şüpheleri bitmiyor. Doğa'nın da kendini sorgulamaları... E tabii bir yurt müdürü varsa, kayıp veya öldü sanılan bazı bebeklerin günümüzdeki kimlikleri gibi bir konu vardır. (Bu sezon bu konuyu işleyen iki roman var Kristal Kelepçe'de.)

Süleyman Baş çok iyi bir kurgucu. İlk romanında da iyi kurgu yapmıştı, burada da iyi bir kurgu var. Adeta matematiksel. Sonunda tüm sorular cevaplanıyor, her şey yerli yerine oturuyor. Tüm iplerin ucu doğru yere bağlanıyor. Bu kadar komplike bir kurguda bunu başarmak kolay iş değil. Fakat işte o 'komplike' kısmı var ya, o kısım eleştiriye konu olacak. Kurgu o kadar komplike ki, o kadar çok sayıda karakter içeriyor ki, bir noktadan sonra okuru yormaya başlıyor. 'Over-engineered' diye bir tabir var ya, işte bu kitap için tabirim bu. Kitap 700 sayfa ve neredeyse her beş sayfada bir yeni bir soru ortaya atıyor. Bu soruları, olayları, kişileri takip edeceğiz derken okuma keyfi azalıyor.

Kan Rüyayı Bozar, bana göre Ölülere Güvenme'den daha iyi bir roman. Bir sonraki için naçizane tavsiyem 'simple is beautiful' olacak. Süleyman Baş zaten iyi kurgucu olduğunu kanıtladı. Bunu ispat için 'kurguyu daha nasıl komplikeleştiririm' diye çabaya gerek olmadığı kanaatindeyim.

Senenin iyi romanlarından birisi.


Yorum yaz
mode_edit