Ellery Queen'in en iyi maceralarından biri aynı zaman tüm zamanların en başarılı kapalı oda romanlarındandır. Tamamen atmosfer ve entrika üzerine kurulu altın çağın başarılı örneklerinden.
ÇİN PORTAKALI KİTABINI BİR ÇIRPIDA ,HEYACANLA OKUDUM.ELLERY QUEEN OKUYUCUYUŞÜPHEDEN ŞÜPHEYE,ŞAŞKINLIKTAN ŞAŞKINLIĞA SÜRÜKLÜYOR.KİTAP CARTER DİCKSONUN KANLI ELDİVEN KİTABINI HATIRLATTI.BİRAZ KAPALI ODA CİNAYETİNE BENZEYEN YÖNLERİ DE VAR KİTABIN.KİMSENİN TANIMADIĞI BİR ADAM,BİR İŞYERİNE GELİYOR.ORADA BEKLERKEN ÖLDÜRÜLÜYOR.ADAMIN GİYSİLERİ,ODADAKİ HERŞEY TERSİNE ÇEVRİLMİŞ BİR ŞEKİLDE BULUNUYOR.VE KENDİ DEYİMİYLE GARİP VE ŞÜPHELİ OLAYLARIN KOLLEKSİYONCUSU ELLERY QUEEN KATİLİN PEŞİNE DÜŞÜYOR.
MUTLAKA OKUYUN
"Kapalı Oda" sistemi-uygulaması bakımından literatüre geçmiş bir roman elbette bu. Dolayısıyla mutlaka okunması gerekli.
Gerçi olayın çözümü teknik ayrıntılar bakımından biraz kafamı karıştırdı benim. Tertibatı gözümde canlandırmakta epey zorlandım. Ama bir kere olayın "kapalı oda" sistemine uygunluğunu anladıktan sonra katili tahmin etmek pek de zor olmuyor. E çünkü katil başka da birisi olamaz neticede. Dolayısıyla bu kurgu "katil kim"den ziyade "cinayet nasıl işlendi" üzerinde daha çok duran ve katilin kimliğindeki sürprizi ikinci plana atan bir kurgu olmuş. Katil romanın geneli üzerindeki önemini yitirmiş sanki. Bu bakımdan beni %100 tatmin eden bir klasik polisiye olmadı.
Diğer taraftan Ellery Queen okumak çok keyifli. Baba-oğulun atışmaları, amerikan polislerinin kendine özgü haldır-huldur tavrı filan çok eğlenceli. Yine de ben yangında konağa mahsur kaldıkları atmosferinden dolayı Siyamlı İkizler'i daha çok beğenmiştim.