Los Angeles sokaklarında işlediği seri cinayetlerde kurbanlarının yüzüne kartvizit bırakan bir katil dolaşmaktadır. Adı bilinmeyen katilin yeni adı ise Bebekçi'dir. Şehrin tüm emniyet teşkilatını ve Harry Bosch adındaki bir dedektifi de peşinde koşturan katil her yeni günü ve geceyi bir kâbusa çevirmiştir. Hary Bosch sonunda asıl katili öldürür. Ne var ki bir başka katil Bebekçi'nin kaldığı yerden işine devam edecek, dedektif ise Los Angeles'in tanıdığı karanlık sokaklarından, kendi yüreğinin tanımadığı karanlığına yürüyecektir. Edgar ödüllü yazar Michael Connely, Betondaki Sarışın'la mesleğinde yepyeni bir sayfa açarak, okurları mahkeme salonlarındaki çalışmalardan, sadist bir katilin izini süren soluk kesici maceralara taşıyor.
H.Bosch çifte katil pesşinde koşturuyor.İlkinin işi tamam peki diğeri?
BETONDAKİ SARIŞIN
Michael Connelly
Los Angelos Polis Departmanında dedektif olarak çalışmakta olan Harry Bosch,-öldürdükten sonra kurbanlarına makyaj yapan ve bu nedenle Bebekçi ismi takılan-seri katili öldürdükten 4 yıl sonra,gereksiz şiddet kullanmak ve yanlış kişiyi öldürmekle suçlanmaktadır.
Bebekçi’nin ailesini mahkemede ünlü bir avukat olan Honey Chandler temsil etmektedir ve Chandler mahkemeye sunduğu bir video kaset ile,Bebekçi’nin;işlediği düşünülen bir cinayetin sorumlusu olamayacağını kanıtlamıştır.
Dava devam ederken bir kadın cesedi daha bulunur,cinayetin işleniş tarzı ve bütün ipuçları bu cinayetin de Bebekçi tarafından işlenmiş olduğunu gösterirken,kanıtlar bu cinayetin Bebekçi’nin öldürülmesinden sonra işlendiğini göstermektedir.Bebekçi,dirilmiş ve cinayetlerini sürdürüyor olabilir mi,ya Bosch gerçekten yanlış adamı öldürmüşse?
Chandler de bu yeni gelişmelerden haberdardır ve mahkemede Bosch’u sıkıştırmaktadır.
Bu arada bir cinayet daha işlenir,kurban;daha önceki Bebekçi cinayetlerinde olduğu gibi yine sarışın ve iri göğüslü bir kadındır.
Bebekçi cinayetiyle ilgili medyada yer almayan bazı ayrıntılar bu cinayetlerde de görülmektedir ve bunun anlamı Bebekçi cinayetlerinin tüm ayrıntılarını bilen bir başka katilin Bebekçi’yi taklit ettiğidir.Kimdir bu taklitçi?
Amerikan Adalet sistemi,mahkeme süreci ve cinayetleri aydınlatma peşinde bir polis dedektifi.Keyifle okudum.
Harry Bosch bir yandan öldürdüğü bebekçi katil davasında davalı olarak ter dökerken bir yandan da büyük bir soruşturmayı çözmeye çalışıyor.İşin ilginci süren soruşturmanın da görülmekte olan dava ile ilgili olması.Yazar doneleri çok iyi kullanmış ve zekasını konuşturmuş yine.Kitap boyunca yazar Harry'i sorguluyor, Harry kendini soruşturuyor ve okur da Harry'i soruşturuyor.hep birlikte HArry'nin öldürme nedeninin sorguluyoruz ve yazar sonunda iş daha da ilginç bir duruma sokuyor.Serinin şimdiye dek okuduğum en zevkli kitabıydı diyebiliri.ipuçları önümüzde duruyor fakat okurken bir türlü sonuca gidemiyoruz.(Ona Harry diyorum çünkü dostlarım ve sevenlerim bana Harry diye hitap eder diyor)
Michael Connelly'in güzel bir polisiyesi daha.
Michael Connelly her kitabında suç dünyasının bir yönüne el atıyor.Bu kitabında fuhuş dünyası ve porno sanayisi var ön planda.
Kitap Erle stanley Gardner'in kitapları gibi daha çok mahkemelerde geçiyor.
Dedektif Harry Bosch,seri katil olduğu konusunda şüphesi olmadığı bir kişiyi,evinde,elini yastığın altına uzattığında silah çektiğini düşünüp vurarak öldürüyor.Ölen adamın karısı mahkemeye başvuruyor.Mahkeme Harry Bosch'un suçlu olup olmadığını araştırıyor.Bu sırada cinayetler devam ediyor.Katil ölen adamsa yeni cinayetleri işleyen kimdir?
[spoiler]Taklitçi yeni bir katil mi?Yoksa Harry Bosch katil diye yanlış adamı mı vurmuştur?[/spoiler]
Heyecan baştan sona sizi sarmalayıp sürüyor.
Mutlaka okuyun
Hollywood teşkilatından dedektif Harry Bosch, genç bir kadının öldürüldüğü dikkat çekici bir davayı araştırırken yolu Bebekçi olarak bilinen bir seri katille kesişir ve onu öldürmek zorunda kalır. Fakat aynı şekilde cinayetler yine de devam eder. Bosch’un Bebekçi diye öldürdüğü adam aslında masum mudur, acaba gerçek katil kimdir? Bosch serisinin bu 3. macerasında sert biraz da huysuz polis dedektifimize alışıyor ve bir daha da bırakamıyoruz. Hatta öyle ki adam sonraki yıllarda bile emeklilikten dönmek zorunda kalmıştır, okuyucudan kaçış yok!