Dedektif Peder Brown'ın dünyası tam anlamıyla İngiliz'dir; suç mahalli kır evleri, kırsal bölge kiliseleri ve şirin bahçelerin yanı sıra sisli Londra sokakları ve gölgeli tren istasyonlarıdır. Peder Brown karakteri, gerçek bir kilise rahibine ve rahiplerin, günah çıkaranları dinleyerek insan doğasının en kötü yanlarını polis dâhil herkesten daha iyi bildikleri fikrine dayanır. Peder, türlü dedektiflik yöntemlerini reddederek bunun yerine basit bir yaklaşımı benimser; her suçu bir sanat eseri ve her suçluyu kendisinden daha kötü olmayan bir adam olarak niteler.