Yazan: Dr. Mehmet İyigün
Klasik Polisiyenin Kralı olarak bilinen John Dickson Carr 85 kitap yazmış. Fakat Türkçe'ye çevrilen kitaplarının sayısı 30 görünüyor. Acaba Türkçe'ye çevrilmeyen kitapları niye çevrilmedi - çevrilmiyor diye düşündüm. Bazı polisiye yazarların neredeyse tüm kitapları çevrildi, çevriliyor. Bunun CARTER DICKSON'a (John Dickson Carr) bir haksızlık olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle onun çevrilmeyen kitaplarının konularını araştırdım. Siz de inceleyince göreceksiniz ki çevrilmeyi hakeden birçok kitabı, çevirmenini ve yayıncısını bekliyor.
Behind the Crimson Blind (Kızıl Örtünün Ardından)
Sir Henry Merrivale tatildedir. Ama hırsızlıkları esnasında göğsünde her zaman süslü demir zırh taşıyan "Iron Chest" (Demir Göğüs) olarak bilinen dünya çapında bir suçlunun meydan okumasına dayanamaz.
Hiç kimse gerçekten onun neye benzediğini, hırsızlıklarından sonra nasıl bir iz bırakmadan kaybolduğunu bilmez. Yerel polis örgütünün yoluna kırmızı halı döşeyerek karşılamasından sonra Sir Henry orada tanıştığı iki genç İngiliz çiftiyle arkadaş olur. Onlarla birlikte çalışarak Iron Chest'in kimliğini ortaya çıkarır.
The Cavalier's Cup (Şövalyenin Kupası)
Uzun zaman önce ölmüş şovalye Sir Byng Rawdon’un hayaleti bir eve dadanır. Hayalet bir elmasla süslenmiş bu güzel tarihi evin cam penceresine bir şiiri kazır. Sir Henry Merrivale ve Başmüfettiş Masters hayaletin sırrını çözmek için işe koyulurlar. Masters kapısı ve penceresi kilitli Meşe Oda'da geceyi geçirmeye karar verir. Masters uykuya dalar ve uyandığı zaman şövalyenin fincanının kilitlenen kasadan çıkarılmış olduğunu ve masanın yanına bırakıldığını görür. Hem de meşe odasının dışında asılı olan Sir Byng'in kılıcı Masters’ın ayaklarının dibindedir. Sir Henry ve Masters, hem hayaletin sırrını çözmeye çalışırlar hem deTelford Old Hall'ı ziyaret eden Amerikalı bir kongre üyesi, Sir Henry’in müzik hocası ile uğraşırlar.
The Crooked Hinge (Çarpık Menteşe)
Kitabın önemli kişilerinden biri Titanik felaketinden kurtulan ve çocukluk sevgilisiyle evlenen John Farnleigh isimli varlıklı bir gençtir. Kendisinin gerçek John Farnleigh olduğunu iddia eden başka bir adam çıkagelir. Hangisinin gerçek Farnleigh olduğunu bulmak için bir soruşturma programlanır. Sonra ilk Farnleigh öldürülür. Onun boğazı, üç insanın gözü önünde kesilir. Fakat oradakiler katili görmediklerini söylerler. Daha sonra temizlikçi bir kadın esrarengiz bir şekilde korkudan ölür. Bir oyuncağın üzerinde parmak izleri bulan bir parmak izi uzmanı kilitli bir kütüphaneden kaybolur. Dr. Gideon Fell olayı araştırır ve bütün soruların şaşırtıcı çözümlerini açığa çıkarır.
Drop to His Death/Fatal Descent (Ölümcül İniş)
Bir işadamı asansörde ölü bulunur. Fakat bu cinayeti kimin, nasıl işlediği bulunamaz.
Otomatik asansörün vızıldayan gürültüsü durdu ve salon kapıcısı asansörün bronz kapısına aptal aptal baktı. Yirmi dakika sonra, hiç kimse dışarı çıkmayınca, kapıcı, huzursuz oldu ve kapıyı zorlayarak açtı. Asansörün içinde Bay Ernest Tallant'ı ölü olarak buldu. Kilitli asansörde kalbinden vurulmuştu! Katil mükemmel bir imkansız cinayet işlemişti. Dr. Horatio Glass ve Inspector Hornbeam ipuçlarının peşine düşerler.
The Emperor's Snuff-Box (İmparator'un Enfiye Kutusu)
İmparatorun Enfiye Kutusu, John Dickson Carr tarafından 1942'de yazılmıştır. Yazarın imkansız cinayetleri veya kilitli oda cinayetlerini anlatmadığı ender romanlarından en iyisi olduğu söylenir. İçinde doğaüstü olan hiçbir şey yoktur. Detektifi psikolog Dr. Dermot Kinross'tur.
Olay Fransa’da geçer. Güzel Eve Neill, Sir Maurice Lawes öldürüldüğünde, önceleri kendi iyiliği için olayı gördüğünden kimseye bahsetmemeyi düşünür. O ve Ned Atwood, pencereden Bay Maurice'in antika enfiye kutusundan enfiye çektiği görmüşlerdir. Sonra odanın ışığını söndürmek için kahverengi eldivenli birisinin geri geldiğini ve onun ölmüş olduğuna farkederler. Ama o sadece, Ned'in, gördüklerini anlatmasını önleyebilir. Nişanlısı ve ailesine, çekici eski kocasının, onla o odada olmuş olduğunu açıklamamayı tercih eder. Eve polis tarafından ona yöneltilen cinayet suçlamasından dolayı dehşete düşer. Kendini temize çıkarmak için ya bütün hikayeyi anlatacaktır ya da suçlu olarak tutuklanacaktır. Sonra onun masumuyetini ispatlayacak olan kanıt, onu suçlu çıkarmak için kullanılır.
The Gilded Man (Talihli Adam)
Varlıklı sanat uzmanı Dwight Stanhope, çekici karısı Christabel ve sevimli kızları, duygusal Betty ve nevrotik Eleanor, onların "Waldemere" konağına bir çift konuğu davet ederler. Misafirleri tanınmış Vincent James ve az tanınan çekici bir genç olan Nick Wood'dur. Ne gariptir ki Dwight Stanhope'nin içinde bir Rembrandt resmi de olan değerli resimleri bodrumdaki galeriden çalınır ve sigorta poliçeleri iptal edilir. İçinde kendi özel tiyatrosu olan ve Flavia Jenner tarafından inşa edilen konaktaki herkes bu durumdan rahatsız olur. Hiç kimse, gecenin ortasında büyük bir tangırtı olduğu zaman gerçekten şaşırmaz ve maskeli bir hırsız resimlerin önünde bıçaklanmış bulunur ama herkes ölü hırsızın Dwight Stanhope olduğunu görünce şaşırır. Bay Henry Merrivale olaya el koyar ve şüpheli olaylar meydana gelmeye başlar; O çocuklara gösteri yapan bir sahne sihirbazı gibi araştırmaya başlar ve olayları çözer.
A Graveyard to Let (Kiralık Mezar)
İmkansız olayları açıklayan dedektif Sir Henry Merrivale, Birleşik Devletler'i ziyaret eder. Orada milyoner Frederick Manning'in evine davet edilir. Manning'in üç çocuğunun bir sorunları vardır. Babaları, muhtemelen akraba olmamalarına rağmen Irene Stanley isimli bir hanımı himaye etmeye söz vermiştir ve kadın şimdi onları babalarıyla ilgili bir sırrı açıklamakla tehdit etmektedir. Sir Henry'in oraya varmasından sonraki sabah, tam parti verilirken, Manning’in evinin yakınlarından polis sirenlerinin sesi duyulur. Frederick Manning tam takım yüzme havuzuna dalmış ve kaybolmuştur. Onun giysileri ve şapkası su yüzeyine çıkar. Ama o hiçbir yerde bulunamaz. Sir Henry, Manning'in personelini, iş bağlantılarını araştırır ve Manning’i bulmak için ipuçlarını izler. Suçluyu bulur
He Wouldn't Kill Patience (O, Sabrı Öldürmeyecekti)
Kitabın 1950'deki baskısının ismi Murder in the Zoo’dur (Hayvanat Bahçesinde Cinayet). Royal Albert Zoological Gardens’in yöneticisi olan Edward Benton, 1941 yılında yapılacak olan yılanlar ve sürüngenlerin biraraya getirileceği gösteri konusunda endişelidir. Bir hava saldırısında zehirli yılanların kaçmasını önlemek için Department of Home Security’in isteği onların yok edilmesidir. Buna rağmen,o gösterinin düzenlemelerini yapar. Gösteride yeni ele geçirdikleri Sabır (Patience) isimli bir Bornese ağaç-yılanı da vardır. Dört nesildir birbiriyle rakip olan usta sahne sihirbazları Carey Quint ve Madge Palliser hayvanat bahçesine gelirler. Her ikisi de yılanlarla kendi ataları tarafından icat edildiğini ileri sürdükleri bir gösteri yapmak isterler. Olay yerinde tartışırlar ve cam kafes kırılır, yılan dışarı kaçar. Yılan,hayvanat bahçesini gezen Sir Henry Merrivale'e saldırır. Kertenkele ele geçirildikten sonra, üçü güvenlik bekçisi tarafından açıklama yapmak ve özür dilemek için yakınlardaki Dr. Benton'un evine götürülür. Olay kolayca yatıştırılır ve Benton’un kızı Louise üçünü de o akşam yemeğe davet eder. Louise babasının zihinsel durumundan endişelidir. Üçü eve geldikleri zaman boş bir evle karşılaşırlar. Mutfakta yemekler yanmaktadır. Dr. Benton’u pencereleri kilitli ve kağıt şeritlerle kapatılmış çalışma odasında kendini zehirlemiş olarak buldukları zaman şaşırıp kalırlar. Louise olayı araştırması için Sir Henry'e rica eder çünkü o olayın intihar olmadığına kesinlikle emindir. Babasının,Sabır (Patience) isimli masum ağaç-yılanını öldürmeyeceğini bilmektedir. Sir Henry, 1940'ta İngiltere'nin üzerinde sürekli uçan uçaklarla ilgilenmektedir. İki profesyonel sihirbazın ilgileri yine de bir çözüm yolu gösterir. Sir Henry katili köşeye kıstırır ve bir çıngıraklı yılan, bir mamba ve bir kobrayı kullanarak dramatik bir şekilde katili itiraf ettirir.
My Late Wives (Rahmetli Karılarım)
Roger Bewlay, bir katildir; İngiliz polisi, onun bir katil olduğundan emindir ve bu olay dedektif Sir Henry Merrivale’in dikkatini çeker. Bewlay, balaylarında aniden kaybolan en az dört kadınla evlenmiştir. Maalesef, Bewlay’in kendisi de kaybolmuştur. Yıllar sonra, tanınmış bir aktör, Roger Bewlay hakkında bir oyun kaleme alır. Metin, sadece polis tarafından Bewlay ve bir tanık hakkında bilinen şeyleri içermektedir. Olay yeniden incelemeye açılır ve aktörün iyi görünümlü kadın yöneticisi ve yakında aktörün yatak odasında ölü bulunan Mildred Lyons isimli bir kadın olaya karışırlar. Sir Henry Merrivale, Bewlay'ın yeni kimliğini ve cesedi sakladığı yeri bulmalıdır.
Vudu davulları!
Dennis rüyalarında korkutucu ölüm mesajları almaktadır. Aniden bir el, onun ağır vücuduna dokundu. Sarsılarak uyandı..
Beryl West karşısında duruyordu. "Bruce, kayboldu" diye hıçkırdı. Dennis, kıza dik dik baktı. Onun çığlığı, yarı-karanlık ürkütücü odada yankılandı.
Bilinmeyen bir yazar, bir katilin hakkında bir oyun yazmıştı ve onu aktör Bruce Ransom’a yollamıştı. Bu Bruce’in hoşuna gitmişti. Fakat onun arkadaşları Beryl West ve Dennis Foster bunun gerçek olmadığını düşünüyorlardı. Bruce onların yanıldığını kanıtlamalıydı. Katili taklit etmeye karar verdi.
Night at the Mocking Widow
Somerset'teki Stoke Druid’in İngiliz köyü, köyün civarında eski bir anıttan dolayı "Mocking Widow - Gülen-Alay Eden Dul", diye bilinen zehirli bir kalem tarafından yazılan bir dizi kötü-suçlayıcı-gaddar mektupla çalkalanır. Cinsel ahlaksızlıkla suçlandığından dolayı bunalıma giren orta yaşlı hiç evlenmemiş bir kadın intihar eder. Sir Henry Merrivale, davayı kabul eder ve mektupları yazanı ortaya çıkarırsa köy kitapçısı ona çok nadir bir otobiyografi hediye edecektir. Araştırma esnasında genç bir kadın, ölen dul kadının onu yatak odasında ziyaret edip öldüreceği tehdidini alır. O yatak odasında dul kadını önceden söylenilen şekilde kadını görür. Sonra dul kadının yardımcısı olan bir şantajcı öldürülür ve Sir Henry olayları araştırırken bir dizi cinayetle karşılaşır.
''Dehşet yavaş yavaş köyü kaplıyordu. Şehir kenarında, fantastik bir taş yığınının ismi, kötü niyetli bir katile verilmişti: Dul kadın... Şeytani bir şekilde akıllı bir katil.. Veya nefretle anılan katil... Kurbanları, ondan gelen suçlayıcı mektuplarla haberdar ediliyordu.
Biri, ölmüştü. Diğerleri öldürülmekle tehdit edilmişti. Ve hiç kimse, hatta Sir Henry Merrivale bile bu kişinin erkek mi kadın mı olduğunu bilmiyordu.O bir hayaletti!''
The Plague Court Murders (Veba Mahkemesi Cinayetleri)
Ken Blake'nin, yaşlı arkadaşı Dean Halliday, ona aile arazileri olan Plague Court hakkında bir hikaye anlatır. Halliday, profesyonel bir cellat olan evin eski sahibinin hayaletinin evde dolaştığından bahsetmektedir. Halliday, psişik-ruh çağırıcısı Roger Darworth ve medyum Joseph tarafından yapılacak olan bir seansta yer almak üzere Plague Court’a, Blake ve Başmüfettiş Humphrey Masters’ı davet eder. Darworth, polis tarafından izlenen bir sahtekardır. Seans gecesi, Darworth seans sırasında Plague Court’un arkasında, küçük taş bir eve kendini kilitler. Blake ve Masters onu almaya gittiklerinde onu Louis Plague’ın hançeriyle bıçaklanarak öldürülmüş halde bulurlar. Ama bütün kapılar ve pencereler sürgülenerek kilitlenmiştir ve evin çevresi çamurla kaplıdır. Çamurun üzerinde hiç ayak izi yoktur. Bütün şüpheliler, ruh çağırma seansında elele tutuşan kişilerdir. Olayı ancak kilitli oda uzmanı Sir Henry Merrivale çözer.
The Punch and Judy Murders (Yumruk ve Judy Cinayetleri) ve The Magic Lantern Murders (Büyülü Fener Cinayetleri)
İlk defa Sir Henry Merrivale’le birlikte John Dickson Carr’ın "Unicorn Murders" isimli kitabında rol alan Kenwood Blake, 24 saat içinde , İngiliz Gizli Servisi'nde birlikte çalıştığı arkadaşı Evelyn Cheyne ile evlenmek üzeredir. Tam bu sırada, Sir Henry tarafından acil bir telgraf ile göreve çağrılır. Robert Butler takma ismiyle Torquay'a gidecek ve gizli bir görev yapacaktır. Becerikli ve çok yönlü Alman bir bilim adamı olan Paul Hogenauer, hayaletler ve spiritualizmle ilgilenen bölgenin yeni polis müdürü Colonel Charters ve Sir Henry'in şüphesini uyandırmıştır. Paul Hogenauer’in Alman casusu olduğundan şüphelenilmektedir. Hogenauer’in evini gözetleyen bir polis evde garip olaylar olduğunu rapor eder. Sir Henry ve Colonel Charters,bu olayın aydınlatılmasının, İngiliz karşı casusluk bölümünün yeni olayları çözmesine yardım edeceğini düşünürler. Blake, Butler takma adıyla ve Sir Henry'in arabasıyla Hogenauer'in evine gider ve hiç ummadığı bir şekilde orada hemen tutuklanır. Sir Henry ve Colonel Charters,onun yaptıkları hakkında bilgileri olmadığını söylerler. Blake-Butler kaçar. Hogenauer'in evine gider ve içeri girer. Hogenauer,rahat koltuğunda başında bir fes, yüzünde strikninin zehirlenmesinde oluşan bir sırıtma ölü olarak oturmaktadır. Az sonra Hogenauer'in bir meslektaşı olan Dr. Keppel, yakında bir otelde Hogenauer'le aynı zaman ve şekilde ölü olarak bulunur. Olayın çözümünde Blake ve nişanlısı, daima polisin bir adım ilerisindedirler. Casusluk, karşı casusluk ve spiritualizm. Bu olayda hepsi vardır. Sonunda Sir Henry düğünden önce katili bularak olayı çözer.
Scandal at High Chimneys (High Chimneys'de Skandal)
Avukat ve yazar Clive Strickland’ı, arkadaşı Victor Damon aileden kalan arazisine davet eder. Clive orada Viktorya zamanındaki gibi garip olaylarla, korku ve dehşetle karşılaşır. Damon’un kocaman ve korkunç konağında değişik karekterde insanlar toplanmıştır. Konakta garip şeyler olur. Korkunç hayaletler görülür. Matthew Damon imkansız koşullar altında öldürülür ve bu karışık bulmacayı çözmesi için Jonathan Whicher'e müracaat edilir...
The Reader is Warned (Okuyucu Uyarıldı)
Bir adam evinde öldürülür. Fakat onu öldürebilecek kadar onun yakınına gelmiş hiç kimse yoktur. Bay Henry Merrivale bu imkansız cinayeti çözmelidir.
Bir dipnot, uzaktan işlenen bir cinayet, inanılmaz bir cinayet sebebi
Ses bir camı kırabilir,bir insanı öldürebilir mi?
The Unicorn Murders (Boynuzlu At Cinayetleri)
Kenwood Blake, İngiliz gizli servisinde görevlidir ve servisteki Evelyn Cheyne isimli başka bir ajanla romantik bir ilişki yaşamaktadır. Onlar, Sir Henry Merrivale'le beraber,savaş sırasında, Fransa'nın en çok kılık değiştiren suçlusu Flamande ve onun düşmanı Gaston Gasqueti’in peşine düşerler. Hem Flamande hem de Gasquet, gizlenmenin ustalarıdır ve hiç kimse bu iki adamın neye benzediğini bilmez. Blake, Merrivale ve bir grup yabancı, Château de l'Ile yakınına inmeye zorlanan bir uçaktadırlar. Comte d'Andrieu onların hepsini memnuniyetle misafir eder. Uçağın yolcularının biri alnında bir delikle öldürülmüş olarak bulunur. O bir boynuzlu at tarafından vurulmuştur. Ölünün bulunduğu alan, tarafsız tanıkların gözlemi altındadır. Olay imkansız gözükmektedir. Hiç kimse bu cinayeti işlemiş olamaz diye düşünülmektedir. Sir Henry hem katili hem de cinayeti nasıl işlediğini bulmalıdır.
Fear is the Same (Aynı Korku)
Kadının birçok kişiyle ilişkisi vardı.Onun kalbini fetheden birisi var mıydı?
Bunu cevabını bulmak bu acımasız cinayeti çözmek için ipucu olabilirdi.
Güzel genç bir kadın, gece yarısı, yatağında boğulmuş olarak bulunur. Kadının görkemli yatak odasında gece aşığı ile birlikte olduğu anlaşılmaktadır. Perdeler sıkı sıkıya kapalı, masadakiler ve tahrik edici sabahlığı içinde güzel bir kadın!..
The Arabian Nights Murder (Arabistan Geceleri Cinayeti)
"... Ve sonra,bana dedi ki, ' Onu, sen öldürdün ve bunu için asılacaksın, benim güzel dolandırıcım. Faytonda seni gördüm'. Ve her iki eliyle üzerime saldırdı.."
Polis çavuşu,ona saldıran beyaz favorili, fraklı,silindir şapkalı, uzun, ince, yaşlıca adamı yakaladı. Çavuş, Wade Museum’un duvarı boyunca devriye geziyordu. Bu yaşlı adam kimdi? O, bir müze faytonunda bıçaklanan aktör hakkında ne biliyordu? Ve tabutta gerçekten Haroun al Raschid'in karısının mumyası mı vardı?
Üç müfettiş, bu garip olayları çözmeye çalışır.
Ama heybetli, centilmen, mizahi ve önemli ipuçlarını bulmakta yanılmayan hissiyle, Dr. Gideon Fell esrarı çözer.
Captain Cut-Throat (Kaptan Boğaz Kesen)
John Dickson Carr, Napoleon'un Channel Kanalı'nı neden hiçbir zaman geçmediği bilmecesine alışılmadık bir cevabı verir...
Grande Armée,İngiltere'den Channel’ın karşısına birkaç kısa mil kala saldırı kararı aldı. Ama Napoleon'un adamlarının moralini bozan aralarında dolaşıp cinayet işleyen Captain Cut-Throat (Kaptan Boğaz Kesen) denen esrarengiz bir katildir. İmparatorun acımasız polis şefi Fouché, ismi Alan Hepburn olan bir İngiliz ajanını yakalar. Ölüm tehdidiyle Fouché, Hepburn'a Kaptan Boğaz Keseni ortaya çıkarmasını emreder. Sonra da, Hepburn'un peşine en iyi casusunu koyar.
The Nine Wrong Answers (Dokuz Yanlış Cevap)
Bill Dawson isimli bir İngiliz, New York'ta parasız kalır. Yabancı bir adam onu taklit etmesi için ona 10,000 dolar para verir. Sonra bu yabancı, Greenwich’te bir köy barında herkesin gözü önünde zehirlenir ve hiç kimse zehirleyeni görmez. Bill Dawson sahte bir pasaportla Londra'ya kaçar. Ve o katili ararken Scotland Yard tarafından aranan ve saklanmak zorunda kalan biri durumuna düşer. İnanılmaz lüks bir evde, yaşlı bir adam ona "Sen, öleceksin..." diye fısıldar. Ona postayla ölümcül bir tarantula gelir. Kaldığı otelin bitişik odasındaki güzel kız geceyi onunla geçirmesini teklif eder.
The Murder of Sir Edmund Godfrey (Sir Edmund Godfrey Cinayeti)
17 Ekim 1678 Perşembe günü, ünlü Londra sulh yargıcı, Bay Edmund Godfrey, boğulmuş ve bıçaklanarak öldürülmüş olarak bulunur. Dönek Rahip Titus Oates, Charles II'in zehirlemesi olayının bir Katolik komplosu olduğunu ileri sürer ve suçla ilgili bazı kanıtlar ortaya koyar. Bir düzine insan, duruşmaya getirilir. Şüphelenilenler arasında Catherine, Kraliçe, ve Samuel Pepys de vardır. Üç kişi bu suçla yargılanır ve darağacında idam edilir. Sonra onların masumiyeti kanıtlanır.
Bugüne kadar hiç kimse, Bay Edmund Godfrey'i kimin öldürdüğünü bilmemektedir. Buna rağmen biyograflar ve tarihçiler (Hume, Macaulay, Bay George Sitwell, ve Andrew Langhave) bilmeceyi çözmeyi denerler. John Dickson Carr, (en iyi modern dedektif hikaye yazarlarından biri ve Bay Arthur Conan Doyle'nin Yaşamı'nın yazarı) büyük bir hevesle probleme saldırır ve hem tarih araştırmasının hem de suç kurgusunun (crimal fiction) en iyi örneğini verir. O, yaşamını karışık, fırtınalı bir duruma getirir. Carr olayı makul bir açıklamayla anlatır. De Quincey onun yaptığını " On yedinci yüzyılın en iyi işi" diye değerlendirir.
Fire, Burn!
Müfettiş John Cheviot, bir yirminci yüzyıl taksisine bindiği zaman Londra sisle kaplanmıştı. Taksiden indiğinde de şehir hala sis altındaydı. Ama taksi bir at faytonuna dönüşmüştü ve yıl 1829’du. Ve bu zamanda cinayet normal ve kazançlı bir işti. Cheviot'un hatırladığı şeyler vardı ama bunları kullanamazdı. Parmak izlerinin nasıl analiz edildiği gibi. Tatlı Lady Flora’yla nasıl romantik bir ilişkisi olduğu gibi. Bazı şeyleri öğrenmesi için zamanı yoktu çünkü Cheviot aniden, kendini şimdiye kadar karşılaşmadığı en akıllı katilin karşısında buldu.
The Mad Hatter Mystery (Deli Şapkacının Esrarı)
Önemli vatandaşların çoğu deli şapkacının bir şaka olduğunu söylüyorlardı. Ama Philip Driscoll'un cansız vücudu gülünecek birşey olmadığını herkese gösterdi. Driscoll'un cesedi, Londra Kulesi'nde Traitor's Gate’in basamaklarında bulundu. Bir yay demir,kalbine saplanmıştı ve çalınmış bir şapka, onun başındaydı.
İşlediği suçu yerinde imzasını bırakan gözüpek bir katille karşılanan polis Driscoll'un cinayetini, on bin librelik bir el yazması kitap hırsızlığını ve küçük alçı bebekler bilmecesini çözmek için Dr. Gideon Fell’e başvurdu.
Dark of the Moon (Ayın Karanlığında)
Suçların o şöhretli çözücüsü Dr. Gideon Fell, Henry Maynard’ın görkemli Southern konağında bir hafta sonu partisine davet edilir. Dr. Gideon Fell, Henry Maynard’ı uzaktan tanımaktadır. Doğal olarak, neden davet edildiğini merak eder. Maynard’ın salonundaki ziyafette, Dr.Fell’in dikkatini bir iskelet çeker. Konuklar, bir dizi açıklanamaz olaylarla karşılaşırlar. Maynard ailesi ve eski ev karanlık sırlarla doludur.
Ve parti bitmeden önce şeytani bir cinayet işlenir. Bu, üç yüzyıl önce işlenmiş bir cinayetin aynısı olan bir cinayettir.
Panic in Box C (Box C’de Panik)
Philip Knox isimli bir yazar arkadaşıyla İngiltere'den Amerika'ya giden, ünlü suç uzmanı Dr. Gideon Fell, orada bazı garip karakterlerle karşılaşır. Onun ABD'de kalması onların üzerinde volkanik bir etki yapar. Onların arasında en ünlüsü otoriter aktris, Lady Tiverton (eski aktris Margery Vane), en son genç aşığı ve onun uzun süreli kadın arkadaşıdır.
Miss Vane tarafından Connecticut tiyatrosunda yapılan, bütün geliri bağışlanmış kostümlü bir prova sırasında bir cinayet işlenir. Gösteri durur ama Dr. Fell bu şahane fırsatı kaçırmaz. Yeteneklerini göstermek için bu fırsatı kullanır.
The House at Satan's Elbow (Şeytan Dirseği'ndeki Ev)
Greengrove'un yöneticisi Pennington Barclay, tamamen kilitlli bir odada olan bir şey tarafından kütüphanesinde öldürücü bir şekilde saldırıya uğrar. Evde, Pennington'un genç ve güzel karısı, yeni ortaya çıkan ve Greengorove'e varis olan onun erkek yeğeni vardır. Estelle Barclay, Pennington'un evde kalmış ve psişik kız kardeşi saldırıyı, Greengrove'nin hayaletinin işi olduğunda ısrar eder.
Dr.Gideon Fell sahneye girer.
Tükenmeyen purosu ve adi bastonuyla silahlı, bu haylaz dışadönük kimse, herkesi korkutmayı başarır. Dehşet bütün gece boyunca sürer. Dr.Gideon Fell’in bulduğu deliller bir kişiyi İşaret etmektedir. Uzun zaman önce ölmüş Mr. Justice Wildfare’in ruhu.
Ama Dr.Gideon Fell herkesin bildiği gibi doğaüstü şeylere inanmazdı. Herkesin korktuğu biriydi.
Merrivale, March and Murder
H.M.'in kısa hikayelerin olduğu (içinde Col. March’ın hikayelerinin tamamı da bulunan) Dr. Greene tarafından hazırlanan antoloji. Carr'ın yazdığı son H.M. hikayesi olan kısa bir roman "All in a Maze", 1956 (Bir Labirentteki Herkes) diğer ismiyle "Ministry of Miracles", 1956 (Mucizelerin Bakanlığı) da var. Sonundaki anlatılan bir labirentteki öldürücü takip sahnesi çok iyidir. Kitabın içinde H.M.'in komik kısa bir hikayesi vardır: "The House in Goblin Wood"(Goblin Wood’daki Ev)
The Adventures of Sir Henry Merrivale
• The House in Goblin Wood
• All in a Maze
The Cases of Colonel March and the Department of Queer Complaints
• The New Invisible Man
• The Crime in Nobody's Room
• Error at Daybreak
• Hot Money
• Death in the Dressing-Room
• The Empty Flat
• The Silver Curtain
• The Footprint in the Sky
• William Wilson's Racket
And Other Stories
• Blind Man's Hood
• New Murders for Old
• The Diamond Pentacle
• Strictly Diplomatic
• The Clue of the Red Wig
• Lair of the Devil-Fish
• Scotland Yard's Christmas
Hag's Nook (Cadının Köşesi)
Bu roman John Dickson Carr’ın Dr.Gideon Fell’in yer aldığı ilk romanıdır.
"Hag's Nook" (Acuzenin köşesi), Starberth’in sözde son varisi attan düşüp boynunu kırdıktan hemen sonra. Dr.Fell’i ziyaret etmeye gelen, üniversiteyi yeni bitirmiş genç bir Amerikalı tarafından anlatılır. Ölen adam, sanki zamanının çoğunu hapishanenin eski kolera salgını kuyusunda geçirmiş gibi hala sırılsıklamdır.
Starbirth ailesindeki ölümlerin sebebi ailenin lanetlenmiş olması mıdır yoksa bu olayların başka bir açıklaması var mıdır?
Dr. Gideon Fell, şaşırtıcı bir cinayete kurban giden, lanetli bir aileden geldiği öne sürülen Martin Starberth'in ölümünü araştırmak için Scotland Yard'a yardım etmeyi kabul eder.
The Eight of Swords (Sekiz Kılıç)
Dedektifimiz Dr.Fell, The Eight of Swords’da keskin ve kıvrak zekasıyla yine bir büyük problemde yüzyüze geliyor. Çok eğlendiriyor ve şimdiye kadar olduğundan daha fazla şeyleri ortaya çıkarıyor...
Neşeli bir ruh, Grange’deki perili yatak odasında garip şakalar yapmaktadır. Bishop’un trabzanlardan aşağı kaydığı görülmektedir. Scotland Yard,bu durumdan hem eğlenmekte hem de rahatsız olmaktadır. Ama şaraplar ve yiyecek uzmanı, zararsız yaşlı bilgin Depping çalışma odasında ölü bulunur. Scotland Yard olayı araştırmak için Dr.Fell’i yollar. Dr.Fell, sekiz kılıçlı kartı, tepside kısmen yenmiş yemeği ve fitili söndürmekte kullanılan çengeli görür görmez katilin kim olduğunu anlar. Ama olayı açıklamadan önce büyük bir gösteri yapar. Onun olayı anlatımı,heyecan verici ve delilleri olağanüstü bir şekilde birleştiren son bölümüyle usavurmanın klasik bir örneği olarak kalacaktır. Kitap diğer dedektif romanlarından farklı olarak mizahi unsurlarla doludur.
The Devil in Velvet (Kadifedeki Şeytan)
O, Şeytan'la bir anlaşma yaptı.
Nicholas Fenton, şeytanla hemen hemen 300 yıl önceki bir yanlışı düzeltmek için bir pazalık yapar. Şimdiye kadar hiç kimse bunun gibi ruhuna bahse girmemiş ve kazanmamıştı. Ama yakıcı bir merakı tatmin etmek için Fenton riski göze almaya gönüllüydü... Ve kötülüğün uzun, kıvrılan izinden kaynağına gidince, şimdiye kadar hiç tanımadığı, aldatıcı bir şekilde masum görünen, hain güzel bir kadın buldu.
Profesör Nicholas Fenton eskiye, 1675 yılına doğru yolculuk yapmak için ruhuna şeytana satar. Sevimsiz Bay Nicholas Fenton'un vücudunu girer. Lydia Fenton'un zehirlenerek öldürülmesini engellemek için uğraşır.
The Blind Barber (Kör Berber)
The Blind Barber (Kör Berber), dedektif hikayesinden ziyade şahane bir güldürüdür. Aslında,kitapta birçok ipucu olmasına rağmen, çok küçük bir araştırma-sorgulama içerir. Kitap dört deliyle ilgilidir. Sarhoş olup garip hareketler yapıp düşen büyük kuklacı M. Fortinbras; kendini beğenmiş Philo Vance taklidi yapan bir çift estetikçi ve anlamsız anekdotlar anlatan Norveçli bir kaptan. Onlar,ne zaman Queen Victoria’nın kaptanını görseler, viski şişeleri, sinek-spreyi veya profesyonel boks eldivenleri ile ona saldırırlar. Sonuç, klasik bir komedidir. Bütün bu komedinin ortasında, dedektif hikayesi de unutulmaz. Dr.Fell,sadece kısa bir süre, başlangıçta,ortada ve sonda gözükür. Armchair detective (koltuk dedektifi) olarak fonksiyonunu yapar. Aptal kahramanlarımızdan birinin odasının dışında bir kadına kimin saldırdığını ortaya çıkarmak için uyanık okuyucunun ilgisini çekecek on altı küçük ilginç ipucunu ortaya koyar. Bir viski şişesiyle başından yaralanan Kaptan, arkada sadece kanlı bir tıraş bıçağı ve kandan sırılsıklam olmuş bir döşek bırakarak kaybolur.
Katil hiç umulmayan biri çıkar.
MacGuffin ipuçları,hem zümrüt bir fil hem de "Şöhretli ıslanmalar" isimli bir filmdir.The Punch and Judy Murders'de MacGuffin ipucu paraydı. Bu kitapta ise iki uçlu bir ipucu verilir. Okur şaşırtılır.
G.K. Chesterton'un "The Head of Caesar" (Caesar'ın Başı) kitabında olduğu gibi okuyucunun hoşuna giden sürpriz bir sonla kitap biter.
To Wake the Dead (Ölüme Uyanmak)
Varlıklı Christopher Kent, Dan Reaper isimli arkadaşıyla bin-libre bahse girdiğinde, ödemenin cinayetle olacağını asla düşünmemişti!
Bahse göre kendi banka hesabından beş kuruş çekmeden Güney Afrika'dan İngiltere'ye gidecektir. Bahsin süresinin bitmesine 24 saat kala, Ocak'ta soğuk bir günde Londra'da, Picadilly'de bir otele varır. Beş parasız ve açtır. Kar yağmaktadır. Orada bir odada ölü bir kadın vücuduyla karşılaşır.
The Four False Weapons (Dört Yanlış Silah)
Rose Klonec sevgililerinin sayısını unutmuştu. Onlarla belirli bir süre aşk yaşadı ve sonra onları terk etti. Ralph Douglas bir istisnaydı. O bu meseleyi kendi bitirdi. Ve varlıklı Magda Toller’le ilişkisinde dolayı bunu yaptı. Ama Rose’nin özgür davranmasını hiç istemedi. Rose’nin ölü vücudu, onun kır evinde bulunduğu zaman kendini cinayetin şüphesi altında buldu. Cesedin yakınında dört öldürücü silah bulunuyordu. Bir tabanca, bir tıraş bıçağı, bir kutu zehirli hap ve bir hançer. Sonra, ünlü Fransız hafiyesi Henri Bencolin, cinayet silahının bunlardan hiçbiri olmadığını ve Magda’nın sokak serserisi bir katilin kızı olduğunu kanıtladı. Ama Rose’in katilinin maskesini, Corpses' Club-Cesetlerin Kulübü'nde tuhaf bir iskambil oyununun (canlı hiçbir kişinin şimdiye kadar oynamamış olduğu bir oyun!) gecesine kadar çıkartmaz
The Door to Doom and Other Detections (Mahkumun Kapısı ve Diğer Araştırmalar)
• The Shadow of the Goat (1926)
• The Murder in Number Four (1928)
• The Devil in the Summerhouse (1940)
• The Bride Vanishes (1942)
Castle Skull (Kafatası Şatosu)
Myron Alison, sahnenin bir idolu olmuştu. Fakat o göğsünde üç kurşun deliği ile gazın alevlenip yanmasıyla öldüğü geceki sahnedeki başarısıyla herkesi etkiledi. Bu rolüyle kendini de aştı. Oyunun son sahnesinde, Rhine'nin üzerindeki bir tepenin en dik yerine kurukafa şeklinde bir kale inşa ediliyordu. Alison,korkunç kaderine doğru yol alırken, Castle Skull’un sırlarını ortaya çıkaran bir araştırmayı başlattı. Bu araştırma kalenin en son sahibi sihirbaz Maleger’ın esrarını ortaya çıkarttı. Evin konukları Alison'un şüpheli hareketlerinden korkuyorlardı.
Paris polisinin yöneticisi Henri Bencolin, bu aktörün garip ölümünü araştırmayı kabul eder. Aktörün katilinin on yedi yıl önce öldüğü düşünülen bir sihirbaz olduğu sanılmaktadır. Büyük Fransız dedektifi Bencolin, eski bir düşmana karşı harekete geçer. İpuçlarını takip ederek bir çift çamurlu ayakkabı, yasak bir aşk macerası ve zincirlere asılmış bir ceset bulur. Bencolin, meslek hayatının en korkunç, en ürkütücü bir katilinin peşine düşer.
The Department of Queer Complaints (Garip Şikayetler Bölümü)
Kitaptaki öykülerin kahramanı gri bıyıklı, benekli yüzü ve keskin mavi gözleri ve kısa kalın piposuyla Colonel (Albay) March'tır. D-3'ün en yüksek yöneticisiydi. Bu bölüm Scotland Yard'ın garip şikayetler ve daha garip insanlarla uğraşan bölümüydü.
Bir kitaptaki D-3'de şimdiye kadar olan en garip olayın nasıl çözüldüğü anlatılmaktadır.
Kitap, bir çift eldivenle işlenen bir cinayeti, kaybolan bir odada işlenen bir suçu, sekreterin gözlerinin önünde kaybolan binlerce doları, kendi hikayesini anlatan ceseti, vb.olayları kapsar.
• The New Invisible Man
• The Footprint In The Sky
• The Crime In Nobody's Room
• Hot Money
• Death In The Dressing Room
• The Silver Curtain
• Error at Daybreak
• The Other Hangman
• New Murders For Old
• Persons Or Things Unknown
• Blind Man's Hood
Fell and Foul Play
• The Wrong Problem
• Who Killed Matthew Corbin?
• The Black Minute
• The Dead Sleep Lightly
• The Devil in the Summerhouse
• Bir kadın, kilitli bir kulede bıçaklanır.
• Bir adam,kapı ve penceresi içeriden kilitli bir odada sopayla öldürülür.
• Bir seansın ortasında, hayalet eller tarafından bir medyum öldürülür.
• Bir adam kendi evinde hırsızlık yaparken öldürülür..
• Plajda boğularak öldürülen bir kadının vücudu bulunur. Cesedin etrafında hiç ayak izi yoktur.
Esrarlı cinayetler,kilitli odalar, imkansız suçlar
Dr. Fell Detective and Other Stories (Dr. Fell'in Maceraları)
• The Proverbial Murder
• The Locked Room
• The Wrong Problem
• The Hangman Won't Wait
• A Guest in the House
Diğer Hikayeler:
• The Devil in the Summer House
• Will You Walk Into My Parlor?
• Strictly Diplomatic
Till Death Do Us Part (Ölüm Bizi Ayırana Dek)
Aşık olduğu kız, bir katil miydi?
Dick Markham, Lesley’le nişanlanmıştı. Ama o gerçekten, onun hakkında fazla bir şey bilmiyordu. Sonra onun geçmişi hakkında söylenenleri duydu, onunla evlenecek olduğunu hatırladı. Onun garip davranışları hakkındaki söylentileri doğrular gibiydi. Kan ve şiddet dolu bu sürükleyici hikaye, sessiz-sakin bir köyde geçiyor. Kurbanlar her zaman, kilitli bir odada bulunuyor. Sir Harvey’in dediğine göre onlar prussic acilde ile zehirlenmişlerdi. Vücutları soğumuştu. Onun aşık olduğu kız,onu da mı öldürecekti? Sir Harvey ‘bir tuzak kurmalıyız’ dedi. Birkaç saat sonra Sir Harvey kapalı bir odada zehirlenerek öldürülmüş olarak bulundu.
Dr. Gideon Fell roman boyunca sahnede gözüküyor ve öyle zeki, öyle acımasız, şeytan gibi bir katille karşılaşıyor ki sessiz-sakin küçük köyde yaşam, bir kabus yerine dönüşüyor
Below Suspicion (Şüphe Altında)
Şeytana tapan korkutucu bir mezhep, cinayeti mezhebin bir dinsel törenine dönüştürür. Kibirli bir avukat suçlu olduğundan emin olduğu bir kadını savunur ve onun masum olduğunu ispat etmekte zorlanır. Şeytanın marihuana dolu kiliselerinin ağır atmosferinde, dehşetin soğuktan donduran bir hikayesi.
Dr. Gideon Fell, ipucu olarak kırmızı bir jartiyer, bir takım gümüş kollu şamdan ve tozun yığınında bazı garip desenleri bulur.
The Dead Man's Knock (Ölü Adamın Darbesi)
O kimdi? Nereden gelmişti? Hiç kimse bilmiyordu. Ama herkes Rose Lestrange'i, kötülük sembolü, hastalıklı, ahlaksız biri olarak tanıyordu. Diğer insanların işine karışmış, kadınların kocalarıyla birlikte olmuş, diğer insanların eziyet çekmelerine gülmüştü. Ama Rose Lestrange'nin kendi sırları nelerdi? Parlak maskesinin arkasında ne gibi ürpertici cevaplar yatıyordu?
Kilitli odanın esrarı. Hançerle Rose’u kim öldürmüştü? Yoksa o intihar mı etmişti? Rose Lestrange, kilitli bir odanın içinde bıçaklanarak öldürülmüş olarak bulunur ve Dr. Gideon Fell bu olayın intihar değil, cinayet olduğunu kanıtlamaya çalışır.
In Spite of Thunder (Gök Gürültüsüne Rağmen)
Brian Innes Cenova'da yaşıyan, kırk altı yaşında bir İngiliz'dir. Yirmi yedi yaşında bir İngiliz kızı olan Audrey Page orada bir arkadaşını, emekli film yıldızı Eve Ferrier’i ziyaret eder. Audrey'in babası, Eve’nin şöhretini gölgeleyen, geçmişindeki esrarengiz bir ölüm hakkında mahkemeye çağrılması konusunu Brian’dan sormasını ister. Ama Brian'a güvenmesine rağmen Audrey, Villa Rosalind'e gider ve orada başka bir esrarengiz ölümle karşılaşır. Bir aktör olan Eve’nin kocası, sekreteri ve oğlu da olaya karışınca işler sarpa sarar.
Dr.Fell’in bu kitapta az bir rolü vardır. Başka bir müfettiş Sir Gerald Hathaway asıl dedektif rolündedir.
The Men Who Explained Miracles (Mucizeleri Açıklayan Adamlar)
Mucizeleri Açıklayan Adamlar, John Dickson Carr'ın üç ünlü dedektifinin heyecan verici öykülerinin toplamından oluşuyor. Sir Henry Merrivale, Dr. Fell ve Colonel March.
Sir Henry Merrivale,sürekli homurdanır, ve sonunda ölüm olan esrarlı labirentlerde sinsi sinsi dolaşır.
Dr.Fell, düşüncesiz bir hırsız ve görünmez bir katili tuzağa düşürür.
Garip Şikayetlerin Bölümünün (The Department of Queer Complaints) Colonel (Albay) March’ı, kaybolan bir nişanlıyı ve öldürücü bir hayaleti bulur.
Casusluk,suikastçılar, esrarlı öykülerin hayranları için bu bir şölen.
İçinde iki tane de uluslararası entrikalarla ilgili öykü var.
Colonel March Öyküleri
• William Wilson's Racket
• Empty Flat
Dr.Fell Öyküleri
• The İncautious Burglar
• İnvisible Hands
Secret Servis Öyküleri
• Strictly Diplomatic
• The Black Cabinet
Sir Henry Merrivale Öyküsü
• All In A Maze
Most Secret (Çok Gizli)
Genç Roderick Kinsmere, mirasını almak için koşarak Londra'ya gitti. Eşyalarını babasının gözde hanına bıraktı ve şehri gezmeye çıktı. Sonra odasına geri dönmedi. Sonra mallarını istediğinde onlar tamamen beklenilmeyen bir konumdaydı.
Kinsmere'nin yaşamındaki değişikliğin sebeplerin biri, onun dikkat çekici parlak yakut bir yüzük takıyor olmasıydı. Mahkemelerde, korkutucu yerlerde geçen ve İngiliz kanalının ortasında doruk noktasına ulaşan heyecan verici bir vahşi av!
Papa La-bas
1858'de New Orleans'ta karnaval zamanıdır. Ama, Majeste'nin elçisi Dick Macrae olan kendini çok iyi hissetmiyordu. Aslında izleniyor olduğu hissi ile endişeleniyordu. Fakat emin değildi. Sonra Madam de Sancerre tarafından yapılan bir ziyaret, kreol bir güzellik ve çok güzel bir kız cesedi, çok hızlı hareketli olaylar, tarihsel karakterler, 100 yıl önce New Orleans’ta ortaya çıkan tehlike.
Deadly Hall (Ölümcül Salon)
Romancı Jeff Caldwell, onun çocukluk arkadaşı Dave Hobart'ın miras işi üzerine arkadaşına yardım etmek ister. Fakat garip ve öldürmcül olaylarla karşılaşır.
Dave Hobart garip büyükbabasının 16.asırdan kalma İngiliz malikanesinin mirasçısı olur. Ama oradaki Delys Salonu, Ölüm Salonu olarak bilinir. Orada eskiden hayli müthiş şeyler olmuş, cinayet işlenmiş, hazine saklanmıştır ve orası hakkında bir hayaletin dolaştığı söylentileri de dolaşmaktadır.
Devil Kinsmere (Şeytan Kinsmere)
John Dickson Carr'ın Roger Fairbairn takma adıyla yazdığı tarihi roman.1670 yılında Charles II'in hükümdarlığı zamanında geçer.
The Third Bullet and Other Stories (Üçüncü Kurşun ve Diğer Öyküler)
• The Third Bullet
• The Clue Of The Red Wig
• The House In The Goblin Wood
• The Wrong Problem
• The Proverbial Murder
• The Locked Room
• The Gentleman From Paris
The Clue of the Red Wig öyküsünde bir kadın köşe yazarı, bir parkta ölü bulunur. Giysileri yanında düzenli bir şekilde katlanmıştır.
Bir yargıç, polisin gözü önünde üç kurşunla öldürülür.
The House in Goblin Wood öyküsünde bir kadın göz önünden kaybolur.
The Witch of Low-Tide (Medcezir Cadısı)
Ölü bir kız kara ile denizin birleştiği yerde yatmaktadır ve onun yakınında kendisininkinden başka hiçbir ayak izi yoktur.
The Ghosts' High Noon (Hayaletlerin Öğle Vakti)
The Hungry Goblin (Aç Cin)
Viktorya çağında geçer. Dedektif rolünde esrar yazarı Wilkie Collins vardır
Speak of the Devil (Şeytanın Söylevi)
Yıl, 1815'tir ve Grenadier Guards‘ın (humbaracı) Kaptan Hugh Austen Waterloo’da Napoleon’la karşılamak için askerlerini hazırlamadan önce bir topçu atışına tutulur. Genç bir kadın ondan yardım ister ve sonra kendinin küçük bir portresini bırakarak kaybolur. Kadın, şeytani sanatları uyguladığı söylenen siyahlı şeytani bir adamla ilişkilidir. Sonra,Austen, esrarengiz kadının, bir yıl kadar önceki bir cinayetten idam edildiğini keşfeder. O kara büyü ile yaşama geri mi dönmüştür? O suçlu mudur? Masum mudur? Cimri bir kadını bıçaklayarak öldüren o değil midir? Austen'in gerçeği bulmasını kim engellmeye çalışmaktadır?
The Life of Sir Arthur Conan Doyle (Sir Arthur Conan Doyle'un Yaşamı)
Sitemizdeki özeti için tıklayınız.
The New Exploits of Sherlock Holmes (Sherlock Holmes'ün Yeni Kahramanlıkları)
Sherlock Holmes geri geldi! Bu kitapta dünyanın en ünlü hafiyesinin iş başında olduğu on iki yeni macerası vardır!.. Bu şaşırtıcı,görkemli öyküler, Bay Arthur Conan Doyle’un oğlu Adrian Conan Doyle ve ünlü dedektif romancısı John Dickson Carr tarafından yazılmıştır ve Sherlock Holmes geleneğini yeniden yaratır. Öykülerde Sir Arthur Conan Doyle tarafından bırakılan notlar ve ipuçları temel alınır.
The Dead Sleep Lightly (Ölüm Uykusuna Doğru Yavaş Yavaş)
John Dickson Carr'ın öykülerinden uyarlanmış 9 radyo oyununun kitap haline getirilmiş şekli
• The Black Minute
• The Devil's Saint
• The Dragon in the Pool
• The Dead Sleep Lightly
• Death Has Four Faces
• Vampire Tower
• The Devil's Manuscript
• White Tiger Passage
• The Villa of the Damned
Crime on the Coast & No Flowers by Request (Sahilde Cinayet ve Çiçek Gönderilmemesi Rica Olunur)
Kitaptaki öyküler John Dickson Carr, Dorothy L.Sayers ve Araştırma Kulübü üyeleri Valerie White, Laurence Meynell, Joan Fleming, Michael Cronin ve Elizabeth Ferrrars tarafından yazılmıştır.
Crime On the Coast’da olay boğucu bir tatil kasabasında geçer. Yanlışlığa kurban giden birisi, ele geçmez bir kadın kahraman bu klasik gizemli öyküde yer alır.
Yararlanılan Kaynaklar:
jdcarr.com , en.wikipedia.org , http://www.mysterylist.com/ , members.aol.com/grobius, www.fantasticfiction.co.uk , www.geocities.com/hacklehorn
Ölümü üzerinden 70 yıl geçmediği için Carr'ın eserleri telif hakkına tabidir, dolayısıyla sitemizde yayınlayamayız maalesef, arkadaşlar...
Müthiş olur, site olarak da elimizden gelen desteği veririz.
Sanıyorum çevrilmemişler arasında en popüler olanları The Arabian Nights Murder, The Crooked Hinge, To Wake the Dead, He Wouldn’t Kill Patience, The Four False Weapons olsa gerek. Ama bence başlamak için en doğru seçim, The New Exploits of Sherlock Holmes'tür.