menu

Şu Bahsettiğimiz Ölü No:1

Yazan: Oğuz Eren
Yayın Tarihi: February 22, 2011 18:11

Frédéric Dard, bizde 60'lı, 70'li yıllardan başlayarak az çok iş yapmış yazarlardan biri. Yazarı şu alıntıyla tanıtalım:

Dard imzasıyla yazdığı öykülerinde yazar, kötümser bir felsefe içinde, kara romanın da en koyusunu kaleme alır. Kahramanları çoğu zaman yalnız, zayıf ve idaresiz kişilerdir. Çeşitli duygular arasında kararsız, şiddetli hırslarını ve topluma olan kızgınlıklarını ne kontrol etmesini, ne de tatmin etmesini bilen, kırılgan kişilerdir. Hiç beklenmedik anlarda duygusal patlamalar yaşarlar ve sert kabuklarından beklenmeyen davranışlarda bulunurlar. Onlarla, bir başka kara roman ustasının, örneğin Jim Thompson'un kahramanları arasında paralellik kurabileceğimiz gibi, bu yapıtları Georges Simenon'un ya da William Irish'in eserleriyle de karşılaştırabiliriz. Gerçek olan bir nokta, Frédéric Dard'ın kendi imzasıyla yayımlattığı yaklaşık kırk yapıtının Fransız polisiye yazınında kara roman türünün en özgün örnekleri arasında olduğudur.

(Korkmayınız Mr. Sherlock Holmes  / Erol Üyepazarcı Cilt 2 Sayfa 956)

Bir vakitler Beyazıt kütüphanesinde polisiye tefrikalarını tararken Tercüman gazetesinin 1970 yılına ait İnci eklerinde Dard uyarlaması bir fotoroman görünce sevindim elbette ama çok şaşırmadım; zira yine Müşfik Kenter imzalı bir de Agatha Christie uyarlaması vardır: Fare Kapanı. Fare Kapanı'nda Agatha teyzemizin ismi geçmediği gibi, bunda da Dard'ın ismi anılmıyor. Sevda Sezer yazmış güya. Görelim bakalım, Sevda Hanım bu kara fotoroman'ı nasıl yazmış...

Kategori: Tozlu Raflar
Etiketler:
Şu Bahsettiğin Ölü
Frederic Dard
Yorumlar


February 23, 2011 01:48

Bende daha neler var :)
Yok yok en bombalardan biriydi bu. Akba'dan çıkan kitabın kapağını koymuşum ama yazıda bahsetmeyi unutmuşum bu arada.
Devamı gelecek; 50 kısım tekmili birden.


February 22, 2011 19:32

Vay, bu nasıl bir keşif Oğuz?
Müşfik Kenter, 3 nolu karedeki iç parçalayan hüzünlü bakışına rağmen, o muhteşem sesi olmadan ne yazık ki aynı etkiyi yaratmıyor. Ben Ömer Bey'in yerinde olsaydım, paşa paşa evimde oturur, hem başımı belaya sokmamış, hem de 'tehlikeli' hastalığımı, yeni tanışacağım 3-5 ahbaba bulaştırmamış olurdum. Bu yüzden de benden kara roman karakteri falan olmaz zaten, neyse devamı gelecek, değil mi?


Yorum yaz
mode_edit

İLGİLİ KİTAPLAR

Nopic

İLGİLİ YAZARLAR

Nopic