menu

Agatha Christie ve Çocuk Tekerlemeleri

Yazan: Tülay Güneş Kılıç
Yayın Tarihi: March 05, 2011 17:58

Agatha Christie'nin kendisine büyük başarı kazandıran formüllerden biri de çocuk şiirleridir. Bu tekerlemeler okuyucunun ilgisini çeker ve merak uyandırır. Aynı zamanda sembolik anlam ve kinayeler taşırlar.

Agatha Christie, Miss Marple'a, çocuklar için "acımasız küçük şeyler" dedirtir. Genellikle bir durum veya bir kişi yaşlı kadına eski bir çocuk tekerlemesini hatırlatır ve olayı çözüverir. Bir İngiliz'den daha İngiliz olan Poirot da ancak emekliliğinden sonra İngiltere'ye yerleşmesine rağmen nedense tüm bu tekerlemeleri ezbere bilir.

Agatha Christie’lerde geçen bu çocuk tekerlemelerinin tesbit edebildiğimiz kadarını aşağıdaki tabloda görüyorsunuz. Ne kadar basit bir yapıya sahip olursa olsun, bir şiiri çevirmek zor iştir. Bu yüzden olsa gerek, bizdeki eski basımlarda birçok tekerleme ya kısaltılmış, ya da hiç konulmamıştır. Tavuskuşu Cinayeti (Third Girl), Ölüm Diken Üstünde (Death in the Clouds) gibi polisiyelerde bu eksiklik, muammanın çözümü konusunda ciddi bir kafa karışıklığına yol açsa da, bu biz azimli Türk okurlarını Agatha sevmekten alıkoyamamıştır.

Tekerlemelerin bazılarının kökeni çok eskilere dayanıyor ve zaman içinde değişmişler. Mesela On Küçük Zenci'de Agatha Christie'nin kullandığı "Ten Little Indians" tekerlemesinin orijinali çok daha basittir. Bazen de bu tekerlemelerin uyarlamalarını başka yerlerde görürüz. "One, Two, Buckle My Shoe"nun Elm Sokağında Kabus versiyonu gibi. Francis Burnett'in ünlü çocuk kitabı Gizli Bahçe'den "Mistress Mary, quite contrary" tekerlemesine aşina olanlar vardır aramızda. Ve hemen hepimiz en küçüğünün hani bana, hani bana diye ağladığı beş küçük kardeşin hikayesini biliriz.

"Agatha Christie ve Çocuk Tekerlemeleri" adlı bu önemli (!) çalışmadan sonra araştırmalarımız, "Agatha Christie Kitaplarındaki Shakespeare Alıntıları", "Agatha Christie ve Kitlesel Mücadeleler: Asimile biri olarak Poirot'un Dünya Kapitalizmine Entegrasyon Süreci", "Wim Wenders: Paris-Texas Üzerindeki Hastings İzdüşümleri" ve "Usun Evrenselliğinin Gereklerince Miss Marple: Tarihteki Kadın Muhalefetleri Üzerine Bir İnceleme" gibi konularla devam edecektir.

       
Ten Little Indians

Ten little Indian boys went out to dine;
One choked his little self and then there were nine.

Nine little Indian boys sat up very late;
One overslept himself and then there were eight.

Eight little Indian boys travelling in Devon;
One said he'd stay there and then there were seven.

Seven little Indian boys chopping up sticks;
One chopped himself in halves and then there were six.

Six little Indian boys playing with a hive;
A bumblebee stung one and then there were five.

Five little Indian boys going in for law;
One got in Chancery and then there were four.

Four little Indian boys going out to sea;
A red herring swallowed one and then there were three.

Three little Indian boys walking in the Zoo;
A big bear hugged one and then there were two.

Two little Indian boys sitting in the sun;
One got frizzled up and then there was one.

One little Indian boy left all alone;
He went and hanged himself and then there were none.
On Küçük Zenci

On küçük zenci yemeğe gitti.
Birisi boğuldu, kaldı dokuz.

Dokuz küçük zenci pek geç yattı.
Birisi uyanmayı unuttu, kaldı sekiz.

Sekiz küçük zenci adada gezmeye çıktı.
Birisi dışarıda kalmayı istedi, kaldı yedi.

Yedi küçük zenci bir küçük baltayla odun kesti.
Birisi iki parça oldu, kaldı altı.

Altı küçük zenci kovana dokundu.
Birisini arı soktu, kaldı beş.

Beş küçük zenci kanunu tetkik etti.
Birisi avukat oldu, kaldı dört.

Dört küçük zenci denize girdi.
Birisini balık yuttu, kaldı üç.

Üç küçük zenci hayvanat bahçesini dolaştı.
Birisini ayı boğdu, kaldı iki.

İki küçük zenci güneşte oturdu.
Birisini güneş çarptı, kaldı bir.

Bir küçük zenci tek başına kaldı.
Gidip kendisini astı, tamam!

After the Funeral

Lizzie Borden with an axe
Gave her father fifty whacks
When she saw what she had done
She gave her mother fifty-one.
Cenazeden Sonra

Lizzie Borden baltayı aldı
Babasına elli kere salladı
Ne yaptığına bakınca
Anacığına da elli bir kere salladı

One, Two, Buckle My Shoe

One, two, buckle my shoe
Three, four, knock at the door
Five, six, pick up sticks
Seven, eight, lay them straight
Nine, ten, a big fat hen
Eleven, twelve, dig and twelve
Thirteen, fourteen, maids a'courting
Fifteen, sixteen, maids in the kitchen
Seventeen, eighteen, maids a'waiting
Nineteen, twenty, my platter's empty...
İskemlede Beş Ceset

Bir, iki, ayakkabımın tokasını tak,
Üç, dört, kapıyı kapat.
Beş, altı, çomakları al.
Yedi, sekiz, onları düzgün koy.
Dokuz, on, besili bir tavuk.
On bir, on iki, insanlar incelemeli.
On üç, on dört, kızlar flört ediyor.
On beş, on altı, kızlar mutfakta.
On yedi, on sekiz, kızlar bekliyor.
On dokuz, yirmi, tabağım boşaldı.

A Pocket of Full Rye

Sing a song of sixpence a pocket full of rye,
Four and twenty blackbirds baked in a pie.
When the pie was opened the birds began to sing,
Oh wasn't that a dainty dish to set before the king?
The king was in his counting house counting out his oney,
The queen was in the parlour eating bread and honey
The maid was in the garden hanging out the clothes,
When down came a blackbird and pecked off her nose!
Porsuk Ağacı Cinayeti

Bir şarkı söyle. Altı peni, bir cep dolusu çavdar
Böreğin içinde pişirilen yirmi dört karatavuğun şarkısını.
Börek kesildiği zaman karatavuklar ötmeye başlamış.
Tam krala göre bir yemek değil mi bu?
Kral, hazinesindeymiş. Parasını sayıyormuş.
Kraliçe odasında ekmekle bal yiyormuş.
Hizmetçi bahçede çamaşırları asıyormuş.
Bir serçe gelerek burnunu gagalayıvemiş!

Three Blind Mice.

Three blind mice.
See how they run.
See how they run.
They all ran after the farmer's wife
Who cut off their tails with a carving knife.
Did you ever see such a thing in your life
As three blind mice?
Üç Kör Fare

Üç Kör Fare
Nasıl koşuyorlar bak.
Nasıl koşuyorlar bak!
Hepsi de çiftçinin karısının peşinden koştular.
Kadın da kuyruklarını et bıçağıyla kesti.
Hayatında böyle garip bir şey gördün mü hiç?
Şu Üç Kör Fare gibi...

Five Little Pigs

This little pig went to the market.
This little pig stayed home.
This little pig had roast beef
Tliis little pig had none.
This little pig cried "Wee, wee, wee, wee!"
All the way home.
Beş Küçük Domuz

Bu küçük domuz pazara gitti.
Bu küçük domuz evde kaldı.
Bu küçük domuz pirzola yedi.
Bu küçük domuza hiçbir şey verilmedi.
Bu küçük domuz, "Vii vii vii," diye ağladı.

They Came to Baghdad

 

How many miles to Babylon?
Threescore and ten.
Can I get there by candlelight?
Yes, and back again.
Bağdat'a Geldiler

Babil'e kaç mil kaldı?
Otuz altı ve on,
Mum ışığında gidebilir miyim?
Evet ve tekrar dön.



Crooked House

There was a crooked man
Who walked a crooked mile.
He found a crooked sixpence
Against a crooked stile.
He bought a crooked cat
Which caught a crooked mouse.
And they all lived together
In a crooked little house
Çarpık Evdeki Cesetler

Vaktiyle çarpık bir adam vardı...
Çarpık bir yoldan yürürdü.
Çarpık bir çitin yanında.
Çarpık bir bahçeyi süpürürdü...
Çarpık bir kedisi vardı.
Çarpık fareler tutardı.
Ve hepsi küçük,
Çarpık bir evde otururlardı...

N or M

Goosey, goosey, gander.
Whither shall I wander?
Upstairs, and downstairs.
And in my lady's chamber.
N veya M

Kaz yavrusu, kaz yavrusu.
Nereleri gezeceksin?
Bir aşağı, bir yukarı
Sahibimin odasında.

Mrs McGinty's Dead

Mrs McGinty's dead.
How did she die?
Down on her knee just like I.
Mrs McGinty's dead.
How did she die?
Holding her hand out just like I.
Mrs McGinty's dead.
How did she die?
Sticking her neck out just like I.
Gördü ve Öldü

Mrs. McGinty öldü.
Nasıl öldü?
Benim gibi diz çöktü.
Mrs. McGinty öldü.
Nasıl öldü?
Benim gibi elini uzattı.
Mrs. McGinty öldü.
Nasıl öldü?
İşte böyle öldü...

Hickory Dickory Dock

The mouse ran up the clock
The clock struck one
The mouse ran down
Hickory Dickory Dock
Hikori Dikori Dok

Saat biri çaldı.
Fare aşağı daldı.
Hickori, dickori, dok



Hallowe'en Party

 

Ding dong dell,
pussy's in the well
Elmayı Yılan Isırdı

Ding dongda,
kedi kuyuda



The Big Four

Will you walk into my parlour,
said the spider to the fly?
Büyük Dörtler

Örümcek, sineğe,
'Salonuma girer misiniz?' dedi.

Destination Unknown

How many going to St Ives?
Bilinmeyen Hedef

Kaç kişi St. Ives'e gider ki?

Third Girl

Rub a dub dub,
Three men in a tub.
And who do you think they be?
The butcher, the baker.
The candlestick maker.
Turn them out, knaves all three!
(They all sailed out to sea)
Üçüncü Kız





The Lonely Lady /The Harlyquin Tea Set and Other Stories

Four points of the compass so there be S and W, N and E.
East winds are bad for mail and beast.
Go south and west and North not east.

How Does Your Garden Grow? / Poirot's Early Cases

Mistress Mary, quite contrary.
How does your garden grow?
With cockle-shells, and silver bells.
And pretty maids all in a row



Death in Clouds

Old Mother Hubbard’s dog
But when she came back he was playing the flute



Kategori: Satır Arası
Etiketler:
Agatha Christie

Yorum yaz
mode_edit

İLGİLİ YAZARLAR

Nopic