MARGERY
Christie.
MIKE
Chandler.
MARGERY
Marsh.
MIKE
Kim?
MARGERY
Ngaio.
MIKE
Ah, evet... Şu Yeni Zelandalı.
(Berbat!)
Spillane.
(Sessizlik... Şehvetle ekler.)
Mickey
MARGERY
Eğer terbiyeli davranmayacaksan daha fazla devam etmem.
(Sessizlik… Birbirlerine pis pis bakarlar.)
MIKE
Ross Macdonald.
MARGERY
Bu daha iyi... Margery Allingham.
MIKE
(Gömleğinin yaka düğmesini çözer ve kravatını gevşetir. Sırıtarak.)
Walker.
MARGERY
(Endişeyle bakışlarını kaçırarak çaydanlığın örtüsünü düzeltir.)
Kim?
MIKE
Francis X. Walker, tatlım. Detroit’ten, Mickey Reilly da hafiyesidir.
MARGERY
Zar zor birinci lige girer bana göre.
(Tereddütle) Michael Innes. Yok -- P.D. James olsun. (Duraksar.) Innes’i sonraya saklıyorum.
MIKE
Gores.
MARGERY
(Sessizlik.) Kendininkileri uyduruyor musun?
MIKE
(Gömleğinin kollarını sıvar ve dirseklerini çat diye masaya çarpar.)
Joe Gores. Senin bilebileceğin biri değil, bebeğim. Sadece,Amerikan suç kurgusunun en büyük detektif romancılarından biridir.
(Margery memnunsuzca çay fincanını tıkırdatır.)
MIKE
Bana bunu yapma, Maggie. Sırf Gores, efemine Oxford profesörlerinin birbirlerini Afrika silahlarıyla vurması yerine, gerçek kişilerin gerçek nedenlerle yine gerçek kişileri öldürmesini yazıyor diye burun kıvırman gerekmez.
MARGERY
Yumurtayı çenene damlattın. (Burnunu çeker.) Belki de yumurtanı ‘çok katı’ pişirmeliydim.
(Gazetesini -London Observer – açar ve bir çığlık atar.)
MIKE
(Gazetesini -Daily News- hızla yere çalarak.) Hay, s...!
MARGERY
John Dickson Carr ölmüş.
MIKE
(Sessizlik) Kim?
MARGERY
Şaka yapıyor olmalısın. Carr yüzyılın en büyük polisiye ustasıdır. Üstelik kitapları kapalı-oda türünün en muhteşemlerindendir.
MIKE
(Bir sigara yakar, dumanı karısının gözlerine üfürür.)
Tabii, anlıyorum.
MARGERY
Bu da ne demek oluyor şimdi?
MIKE
Akademik ukalanın tekinin mortu çekmesine sadece tanıdığım bir karı kafaya takar böyle.
MARGERY
(Örgüsünü eline alır ve vahşice şişleri şakırtdatmaya başlar.)
Sanırım o zaman Mickey Spillane öldüğünde kederlere boğulup, bir bara gidip tüm hafta boyunca içip yas tutmayacaksın.
MIKE
(Boş Lucky Strike paketini buruşturur ve soğuk çiroz tabağının içine fırlatır.)
Dinle tatlım – belki Parker ve Stark gibi adamlar bir katedralin içini hiç yakından görmemişlerdir ama katedral şimdi nasılsa öyle anlatırlar, bir zamanlar olduğu gibi değil.
MARGERY
Bana Nicholas Blake’in edebi bilgeliğini veya Edmund Crispin’in nükte gücünü taşıyan birisini söyle.
MIKE
(Mırıldanarak.)
Raymond Chandler.
MARGERY
(Küçümseyerek puflar.)
Korkarım John D. MacDonald, Michael Innes’den daha iyi bir yazardır diyeceksin.
MIKE
Tamam, demek kavga etmek istiyorsun?
(Sessizlik. Portakal suyuna bir kadehlik Jack Daniels katar. Margery yüzünü buruşturur.)
En azından MacDonald iyi bir hikaye anlatıcısıdır. Şu İngiliz tavuklarını okuduğunda, eğer Etrüsk mezar heykelleri konusunda doktoran yoksa konuyu takip bile edemezsin.
MARGERY
(Örgüsünden başını kaldırarak zalimce gülümser.)
Bir kadının sütyen ölçüsünden daha farklı bir entelektüel bilgi, senin kahramanlarının zihin kapasitelerinin çok yukarısında kalır.
MIKE
(Ayağa kalkar, paltosunu kavrar.)
O zaman senin anlayacağın bir şekilde söyleyeyim, Maggie. KAPA ÇENENİ!
MARGERY
Niye bunu her tartıştığımızda, klasik maço alınganlığına bürünüyorsun?
(Sessizlik.)
Michael, işe bu pis trençkot ile mi gideceksin gerçekten?
MIKE
Başlama maçoluğundan şimdi. Bir parça normal seks tüm o baskı altında tutulmuş papaz ve akraba evliliği sonucunda doğmuş züppelerin misafir odasında oturup bulmaca çözmelerinden daha sağlıklıdır.
(Duymak icin eğilirken sendeler. Margery’nin örgüsünü kapar.)
Ve sen tüvit elbiseler ile şu İngiliz çarıklarını giymeyi bıraktığın zaman ancak, evet ancak o zaman bana nasıl giyineceğimi söyleyebilirsin... tatlım.
MARGERY
(Asabice.) Toplumsal anlamda... ee... bazı eski yazarlarla durum değişiyor... itiraf ediyorum...
(Çayından bir yudum alarak geriye çekilir.)
Fakat belirtmeliyim ki; aile sosyal yapısı her zaman senin yalnız-kurt faşistlerine göre ayrı bir avantaja sahiptir. (Sessizlik) Biraz daha çay?
MIKE
Bir avuç ufak çeneli züppe... (Sessizlik.) Kahve.
MARGERY
(Tatlı tatlı.)
Sanırım sen bu gizli kadın düşmanı, kan ve bağırsak dökücü takımını hiç analiz etmedin, değil mi?
MIKE
(Kahvesinin içine Jack Daniel's boca eder)
Dalga geçme benimle, yoksa parmaklarını çekmeceye kıstırırım.
MARGERY
George V. Higgins, tabii. (Sessizlik.) Sanırım Travis McGee de gizli bir eşcinsel değil.
MIKE
(Homurdanır.) Bir avuç ufak çeneli züppe i.. ler!
MARGERY
(Öfkeyle çöreğine tereyağı sürerek.)
Ergen zihniyetler kendi iktidarsızlıklarını telafi etmek için çalışıyor.
MIKE
(Gitgide anlaşılmaz bir şekilde)
Lester Dent ... Henry Kane ...
(Bourbon şisesine uzanmak isterken devirir.)
MARGERY
Cinsel sadistler!
MIKE
(Sırtını dikleştirerek)
Seni uyarıyorum, bebeğim...
MARGERY
(Elindeki suteresini hırsla lime lime eder.)
Hepsini yok etmek istiyorsun – bulmaca, gidişat, atmosfer, edebi ipuçları.
(Duraksar. Hıçkırır.) Bileşik-karmaşık cümle.
MIKE
(Trençkotunun cebinden bir tabanca çıkarır.)
Hiçbir jüri beni mahkum bile etmez.
MARGERY
Fırındaki suflenin kokusunu alıyor musun? (Sessizlik…) Bu senin ilk baskı Büyük Uyku’n!
MIKE
İşte bunu yapmayacaktın tatlım!
(Ateş açar. Margery masanın üzerine kapaklanırken suteresini yere saçar.)
MIKE
Otuz sekiz kalibrelik otomatik. Güzel ve temiz bir delik açar. Çok fazla kan akıtmaz. (Sessizlik.) Maggie kandan hiç hoşlanmazdı.
(Boğazını tutar. Aniden sandalyesinden düşer.)
MARGERY
(Halsizce.) Potasyum Siyanür. İki granül. Kimyasal sembolü: KCN. Şu özellikleri olan kristal tuz: renksiz, çözünebilir, zehirli. (Sessizlik.) Elektrokaplamada kullanılır.
(Ölür.)
MIKE
Gözyaşlarımı senin için akıtmayacağım, meleğim.
(Ölür.)
-SON-
Marilyn Stasio & Richard Hummler
Karı-koca yazarlar Marilyn Stasio ve Richard Hummler, Murder Ink (1977) için bu skeci kaleme aldılarında tiyatro ve çesitli dergilerde çalışıyorlardı. Kitabın 1984 yılındaki genişletilmiş baskısında ise çiftin boşandığı belirtiliyor. Marilyn Stasio, yaklaşık 30 yıldır The New York Times'ın polisiye köşesinde yazıyor.
Kategori: Satır Arası