Mr. Bean, Johnny English veya Edmund Blackadder gibi canlandırdığı absürt komedi tiplemelerinden tanıdığımız Rowan Atkinson, bu sefer alışılmışın dışında yepyeni bir karakterle izleyicilerin karşısına çıkıyor. Belçikalı yazar Georges Simenon'un, 1931 ve 1972 yılları arasında yazdığı ve dünya çapında 853 milyon satan 75 romanının ana karakteri Komiser Jules Maigret'yi oynayacak olan 61 yaşındaki aktör, kendisine rol için ilk teklif götürüldüğünde geri çevirir.
Rowan Atkinson'a göre Komiser'i canlandırmaktaki en büyük problem; "Maigret ne topal, ne de peltek, ne bir Fransız aksanı, ne de opera sevgisi veya bunlara benzer genelde kurgu dedektiflerde görülen değişik özelliklere sahip biri. Komiser Maigret sadece olağanüstü işler yapan alelâde bir adam." olmasıdır. Zaten en nihayetinde Atkinson'un fikrini değiştirmesine de yine bu sıradanlık neden olur. "Genel olarak konuşursak, şimdiye kadar pek sıradan insanı oynamadım; daha çok tuhaf ve eksantrik karakterleri canlandırdım." diyen aktörü, Maigret rolüne en cok yakıştıranlardan biri de Simenon'un oğlu John'dur. Dizinin yapımcılarından olan John Simenon'a göre, Atkinson, Komiser Maigret gibi suçlularla empati kurabilme yeteneği taşırken aynı zamanda tıpkı babasına benzer şekilde pipo içiyordur.
Önümüzdeki Pazartesi İngiliz TV kanalı, ITV'de yayınlanacak ilk bölüm, “Maigret Tuzak Kuruyor”da, Komiser bir seri katilin peşinde olacak.
Ayrıntılı bilgi için http://www.itv.com/
Kategori: HaberlerYazıda belirtilen kaynaklara ben de baktım. Gerçekten çok begenilmiş ve Rowan Atkinson da Maigret rolünde başarılı bulunmuş, John Simenon dahi begenmiş.
Fakat, ben hep anglo-sakson aktörlerin latin karakterlere hiç uymadıklarını düşünürüm (mesela Russell Crowe Gladiator rolünde bence memur gibi duruyordu).
Fakat, Rowan Atkinson büyük aktör, bunlar insanı her zaman şaşırtabilirler. Ayrıca ingilizler taş gibi saglam diziler yapmakta ustadırlar.
Bakalım biz ne zaman görecegiz.
Yazara teşekkürler.
Diziyi atmosfer olarak çok başarılı buldum. R.Atkinson da, insanın önyargılı bir şekilde düşünebileceğinin aksine role çok iyi oturmuş. Absürd komedilerin ardından böyle ağır bir dramaya cesaret etmesi bile büyük iş
İlk film, Whitechapel esintileri de taşıyan; gayet başarılı bir seri-katil hikayesi sunuyor bize. İngilizler dönem işlerinde ne kadar başarılı olduklarını bir kez daha gösteriyorlar bize.. hikaye Paris'te geçse bile..