Robert Blair’in canı sıkılıyordu...
Kitap yukarıdaki bu cümle ile açılıyor, Robert Blair küçük bir kasabada bulunan bir avukatlık bürosunun sözü geçen ortaklarındandır, her gün uğraştığı vasiyetname ve kontratlar ile sekreterinin şaşmaz bir dakiklikle saat üç buçukta getirdiği çaylar onu çıldıracak raddeye getiriyordur. Bu çay saati senelerden beri değişmemiştir, babasının zamanında da öyledir. Ondan evvel de büyükbabasının. Velhasıl kırklarında olan bu avukatının monoton hayatında sürprizlere yer yoktur, ne para, ne aşk ne de başka bir şey, o bir türlü üstesinden gelemediği iç sıkıntısını atmaya yarar. Tüm bunları düşünmekten daha çok canı sıkılmışken o günlük çalışmaya ara vermeye karar verir. Tam bürodan çıkmak üzereyken bir telefon gelir.
Kasabanın yeni sakinlerinden bir kadın, Marion Sharp’tır arayan. Marion ile annesi, Franchise Köşkü’ne yerleşeli çok olmamıştır ve her yeni gelen gibi onlar da etrafın alâkasını bir hayli çekmişlerdir. Esmer, uzun boylu, ince bir genç kadın olan Marion başına daima renkli eşarplar takar, bu haliyle daha ziyade bir çingene güzeline benzer. Annesi ise beyaz saçları, gaga burnu, sert hatlı, ince çehresi ve bir martınınkini andıran parlak, soğuk ve renksiz gözleriyle pek sevimsizdir, karşısındakilerde garip bir rahatsızlık uyandırır. İşte bu ana-kızın, ancak sokakta şöyle bir gördükleri avukat Robert’ın yardımına ihtiyaçları vardır, zira Betty Kane isimli on beş yaşında bir genç kız kendileri tarafından kaçırıldığını iddia etmektedir. İddiasına göre iki hafta boyunca tavanarasında tutulmuş, boğaz tokluğuna hizmetçilik yaptırılmış, itiraz etmeye yeltendiğinde ise kırbaçla dövülmüştür. Genç Betty’nin anlattıkları akıl alacak gibi değildir ama yüksek duvarlarla çevirili köşkü, özellikle tavanarasını tüm detayları ile tarif etmektedir. Peki o zaman tüm bunlar gerçek midir, anne ile kızı çıldırmışlar mıdır yoksa zaten kasabalıların da hep şüphelendikleri gibi zaten garip insanlar mıdırlar?
Kopan Yaprak için klasik İngiliz detektif romanından ziyade psikolojik gerilim diyebiliriz. Her şeyden önce kim-yaptı polisiyelerinin olmazsa olmaz öğesi cinayet yoktur, dolasıyla katil de. Josephine Tey, II. Dünya Savaşı sonrası İngiltere’sinin karanlık atmosferini, küçük kasaba insanların acımasızlığını yoğun bir şekilde hissettirir.
Yazarın detektif romanları kahramanı Alan Grant, kitapta ancak Scotland Yard’ın işin içine karışması ile görünür. Tıpkı bir diğer Scotland Yard müfettişi Adam Dalgliesh’in Kadınlara Göre’de (Unsuitable Job for a Woman) soruşturmada bulunması ama pek de etkili olmaması gibi. Bu daha çok Robert Blair’in davasıdır, kitap avukatın yaşadığı çelişkiler, değişimler üzerine kuruludur.
Josephine Tey, 1948 basımlı The Franchise Affair'i yazarken, 18. yy ortalarında geçen ve büyük yankılar uyandıran Elizabeth Canning olayından büyük ölçüde esinlenir. Kitap 1951 yılında sinemaya, ‘62 ve 88’de ise tv filmine uyarlanır.
Aslında İskoç Josephine Tey’i, “unutulmuş yazarlar” arasında saymak zor, zira hâlâ İngiltere ve ABD‘de kitaplarının yeni basımları yapılıyor. Öte yandan yazarın dilimize çevrilen yalnızca bir tek eseri olduğuna göre, kendisini rahatlıkla “eksikliğini hissettiğimiz yazarlar” kategorisine de sokabiliriz.
İsmi Dört Kraliçe (Christie, Sayers, Allingham ve Marsh) ile birlikte anılan Josephine Tey’in, detektif romanlarının kahramanı Scotland Yard polis müfettişi Alan Grant’tır. Gerçek adı Elizabeth Mackintosh olan yazar, aynı zamanda Gordon Daviot takma ismiyle başarılı tiyatro oyunları yazdı. Inspector Grant serisi yalnızca altı romandan oluşmasına rağmen, eleştirmen ve okuyucular tarafından her zaman büyük övgülerle karşılandı. Bunlardan belki de en ünlüsü olan Daughters of Time'da, bacağını kırdığı için hastanede yatan, can sıkıntısından kurtulmak için oyalanacak bir şeyler arayan Alan Grant’ın aklına tarihten bir esrarı çözmek gelir. Acaba III. Richard gerçekten de yeğenleri olan prenslerin kulede boğdurulmasından mı sorumludur? Kitap, yüzyılın en iyi polisiyeleri listelerinde hep en başlarda yer aldı. Bir diğer çok sevilen polisiyesi de Brat Farrar adını taşır.
Kopan Yaprak (The Franchise Affair, 1948) / Josephine Tey (Çev. Gönül Suveren)
Hürriyet Yayınları, 1970