Karlı bir kış günü İstanbul’da doğdu. Babasının işi dolayısıyla İstanbul’da büyüdü. Çocukluğu tahta sandıklardan uzay gemisi yapmakla, apartmanın bahçesindeki kuyuyla ilgili hikâyeler uydurmakla ve arkadaşlarını örgütleyip beş numaranın zilini çalıp kaçmakla geçti. Liseden sonra Indiana Jones’a özenip arkeoloji okudu. Peşinden koşacak gizemli taş, uğraşacak yerli kabile bulamayınca başka işler yapmaya karar verdi. Arada hikâyeler yazdı, çizdi. Şu sıralar eşi, oğlu, şımarık köpeği, dört kedisiyle İstanbul’un sessiz, sakin bir köşesinde yaşıyor ve mutfak masasında yazmaya devam ediyor. Oğluyla Star Wars izlemeye, eşiyle “Hazine Avı” oynamaya bayılıyor. Bir de “eskiden buralar hep dutluktu” demeyi çok seviyor.