Katil, arada bilgisayar olduğu sürece, kurbanlarıyla çok parlak bir diyalog kurabiliyor. Ama sonra, yüz yüze geldiklerinde, her türlü fiziksel temastan kaçınmaya bakıyor... Dokunmadan önce, onları uyutuyor. Böylece, bir kez uyuyup kişiliklerinden soyutlandıklarında, her şeye gücünün yeteceği hissini veren ruhsuz nesneler haline geliyorlar... Genç Alice, hunharca işlenmiş bir cinayete kurban gider. Cinsel içerikli bir cinayettir bu. Cesedi ise şehirdeki bir çöplükte bulunur. Katil, cesedi arabadan indirip sürüklemiş, sonra da tepeden aşağıya yuvarlamıştır. Sonra kızın giysileriyle diğer eşyalarını manyakça bir özenle yanına yerleştirmiştir. Böylece ceset üzerindeki buluntuların katilden mi, çöplükten mi geldiği anlaşılamayacaktır... Sanki özel olarak yapılmış bir seçim, hesaplanmış bir risk hazırlanmıştır. Alice evden giderken eşyalarını yanına almıştır. Acaba onu bekleyen biri mi vardı? Bir süredir tanıdığı ve güvendiği biri... İnsan çekingen ve içedönük olsa da duyguları ve istekleri olabilir. O, büyük ihtimalle bazı şeyleri hayal dünyasında yaşıyor ve gerçekleşmesi için büyük bir istek duyuyordu. Onu hırçınlaştıran da buydu. Onun yaşlarında her şeyin mükemmeli beklenir. Büyük bir aşk, köklü dostluklar. Oysa hayal kırıklıkları peş peşe gelmeye başlar... Kahramanımız Julia, elindeki verilerle bütün geceyi çalışarak geçirdikten sonra katilin profilini çıkarmayı başarır. Julia'nın bulduğu küçük bir ayrıntı katilin yüzünün yavaş yavaş belirmesini sağlar... (Arka Kapak)