Yazan: Ekin Açıkgöz
- December 27, 2015 16:34
Kategori:
Tozlu Raflar
Gerçek adı Rupert Croft Cooke olan Leo Bruce'un ilk yazdığı polisiyesi. Bruce bu romanın orjinali olan Case for Three dedectives romanını 1936 yılında yazmış.Bu ve diğer 7 adet romanın baş kahramanı olan küçük kasaba polisi Çavuş Beef"in maceralarından sonra yeni bir kahraman yaratmış. Bruce bir okul yöneticisi olan Carolus Deeney"in başrolünde olduğu 23 adet polisiye yazmış. Yukarı Kattaki Çığlık polisiye antolojilerinde ilk polisiye parodilerinden biri olarak geçmekte. Bunda romanın klasik polisiyenin öğeleri ve dedektif tiplemeleri ile dalga geçen havasının etkisi olsa gerek. Romanda bir imkansız-kapalı oda-cinayeti işlenir ve bu durumu çözmek üzere 3 ünlü dedektif olay yerine gelir. Bunlar Lord Simon Plimsoll (aka Lord Peter Wimsey), Monsieur Amer Picon (aka Hercule Poirot) and Monsignor Smith (aka Father Brown)dir. Herbiri cinayeti kendi açılarından çözer.yada onlar öyle sanır:) Ama tek bir gerçek çözüm vardır. Ve onu da bulan kasabanın polisi dart ve bira adamı kabasaba Çavuş Beef'den başkası olmayacaktır.
Bir eleştiride dendiği gibi klasik polisiyelerin pastişini çok iyi yapan ama bunları yaparken türün konvansiyonlarına saygı göstermeyi ihmal etmeyen eğlenceli ve zeki bir polisiye var karşımızda.
Güzel bir polisiye.Üç ünlü detektif ve bir kasaba müfettişi bir cinayeti araştırıyor.Yazar ünlü dedektiflerin(Lord Peter Wimsey,Hercul Poiroit ve Father Brown) çalışma yöntemlerini ve konuşma tarzlarını iyi vermiş.Sonunda yaptıkları çözümlemelerde dedektiflerin tarzlarına,olayları incelerken önem verdikleri yönlere uyuyor.Kitap kolay okunuyor.Kitabın sonundaki dedektiflerin kendi açılarından olayları açıkladıkları sahne kitabın en iyi yeriydi.Yazar dedektiflerle dalgasını da geçmiş.
Mutlaka okunmalı
Kitapta gerçekten de Hercule Poirot'yu, Peder Brown'u ve Lord Peter Wimsey'i temsil eden Mösyö Amarante, Monsenyör Smith ve Lord Simon isimli üç dedektif aynı vakayı çözeceğiz diye iddia ile geliyorlar. Hal ve tavırlar aynı temsil ettikleri dedektifler gibi. Peder Brown ile Poirot'yu tanımakta hiç zorlanmadım, sadece Lord Simon'ı çıkaramamıştım. (Yeterince Sayers okumamışız demek ki :) ) Özellikle "öyle sandılar, fakat dostum, Amarante'ı hesaba katmadılar!" filan gibi çıkışlarla Poirot'yu görmezden gelmeye hiç imkan yok. :) Kesinlikle iyi bir polisiye parodisi.
Bu dedektiflerin her birisi birer nazariye ile olayı bitiriyorlar fakat hepsi yanılıyor. İşin komik tarafı olayı başından beri katili doğru bulduğunu iddia eden alelade polis dedektifi çözüyor. Hem de tamamen kriminolojik inceleme vasıtası ile. Bence bu kitabın ünlü "gri hücreci" düşünür Golden Age dedektiflerinin çıkarımları ile dalga geçen tarafının yanı sıra, daha da dikkat çekici noktası burada: Olayların çözümü için en doğru ve basit yolun kanıt incelemesi olduğunu gösteren bir anafikri olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Ama yazım tarzı ve olayların gidişatı bakımlarından geleneği de takip etmekten geri kalmayan bir kitap. Dolayısıyla parodiyi iyice cıvıtıp tadını da kaçırmıyor.
Bence polisiyeye gönül verenlerin mutlaka okunması gereken bir kitap.