Dedektif Hercule Poirot, arkadaşı Ariadne Oliver'ın çağrısı üzerine hafta sonunda temsili bir cinayet oyununu izlemek için Deondaki tarihi bir malikaneye gider. Oyunun hazırlıkları sırasında oyuncuların davranışları şüphe çekicidir. Daha da kötüsü oyundaki kurban rolündeki kişi öldürülür. Poirot ve Oliver sahte ipuçları arasında gerçekleri bulabilmek için tüm dedektiflik hünerlerini ortaya koyarak katilin peşine düşerler.
Sonuna kadar ne olduğunu anlamak genelde zordur Agatha Christie romanlarında. Son dakika sürprizlerini beklersiniz hep. Bu da öyle ama biraz abartı. Çok uçuk bir sonuçla tamamlanması ve okuyucuyu ters köşeye yatırmak bir yere dursun topu görmesine izin vermemesi ve sonucun sadece gol olduğunu söylemesi beni hayal kırıklığına uğrattı.
Ayrıca giriş ve senaryonun başlarında hikayenin oturtulması da pek akla yatkın değil.
Çok eskiden okumuş ve çok beğenmiştim bu kitabı, yediden basılmasına da sevindim.
Christie okurları ters köşeye yatırmak için elinden geleni yapmış yine diyorsunuz sonunda, olabilirliği tartışılır ama zaten gerçeğe yakınlığı için mi okuyoruz bu kitapları?
Kitabın konusu şöyle;
Ariadne Oliver bir panayırda Cinayet Oyunu düzenlemek için davet edilir, panayır eski bir şatonun bahçesinde düzenlenecektir, görünüşte herşey olması gerektiği gibidir fakat Bayan Oliver endişelidir. Bir bahaneyle Hercule Poirot'yu yardım etmesi için şatoya davet eder, çok geçmeden Bayan Oliver'ın haklı olduğu ortaya çıkar, kurban rolünü oynayacak küçük kız gerçekten cinayete kurban gider.
biraz ekstrem bir agatha christie.Okuyanın yok artık dediği bölümler olacaktır sanırım.Yeniden basımı yapılanların arasında olması beni şaşırttı biraz.
Kitap gayet hoş ve okunabilir bir Christie Romanı ama acaba 1977,Nil versiyonunun kapağı hatalı mı?