Elizabeth Peters Kumsaldaki Timsah ile bizi harika bir atmosfere davet ediyor, karakterler çok renkli, tasvirleri çok başarılı, gözünüzün önünde canlanıyor okurken, böyle güzel bir başlangıcın ardından ben bu kitabı bir çırpıda okurum diye düşünürken nedense böyle olmadı, sonlara doğru ağırlaştı hikaye, yine de yazarın tarzını ve karakterleri çok sevdiğim için serinin kalanını da okuma listeme aldım. Arkeoloji, polisiye özellikle dönem polisiyesi seviyorsanız kitap sizin de hoşunuza gidebilir.
Bu yıl okuduğum yerli polisiyeler arasında kesinlikle öne çıkan bir eser, devam kitapları da olur diye ümit ediyoruz.
Hikayemiz 1986 yılında basit bir oyunla başlıyor, kartpostallara konu olabilecek sakin ve sessiz bir İngiliz köyünde hiç bir şeyin göründüğü gibi olmadığı, alttan alta kaynayan gerilimlerin ve sonucunda yaşanan vahşetin oldukça naif bir çocuğun anılarıyla bize anlatılması oldukça etkileyiciydi. Kitabın beni etkileyen diğer yanıysa kelebek etkisi metaforunun oldukça başarılı bir şekilde kurgulanmasıydı.