Katil, hayatın renksiz kumaşına kızıl bir iplik örüyor. Bizim görevimiz onu ortaya çıkarmak, diğerlerinden ayırmak ve her bir santimetrekaresini göstermek...
Sir Arthur Conan Doyle (1859-1930) bu kitabı 1887 yılında Strand Magazine'de tefrika halinde yayınlamıştır. Bugün yazarını gölgede bırakan bir üne sahip olan Sherlock Holmes, polisiye edebiyat dünyasındaki uzun ve unutulmaz macerasına bu kitapla adım atmıştır. Holmes, yalnızca kendine özgü olağanüstü yetenekleriyle değil, bilime verdiği önemle, vakalara bir doktor titizliğiyle yaklaşımıyla hafızalarda kendine öyle derin bir yer edinmiştir ki, hayali bir kahraman olmaktan çıkıp, tarihin ünlü simaları arasına karışmıştır. Sherlock Holmes'suz bir polisiye kitaplık, biraz eksik bir kitaplıktır.
Sherlock Holmes'ü Dr. Watson'a, dolayısıyla bizlere tanıştıran ilk romanı bu. İkiliyi tanımayanlar için, en iyisi olmasa da doğru bir başlangıç. Öyküleri okumuş olanlar için ise ikilinin nasıl tanıştıklarını öğrenmek keyifli olacaktır.
İkinci kısım ise katilin öyküsüdür. Holmes öykülerinde zaman zaman yer bulabilen trajedi bu romanla başlamış oluyor.
Romanda bazı önemli noktaları, Güncel yay. baskısına göre not ettim:
S.50 Roman, adını, bu sayfada Holmes'tan duyduğumuz sözden alıyor: "Katil, hayatın renksiz kumaşına kızıl bir iplik örüyor. Bizim görevimiz onu ortaya çıkarmak, diğerlerinden ayırmak ve her bir santimetrekaresini göstermek..." Romanın adı "study in red", Türkçede en azından bir baskıda "Kızıl İplik" olarak yayınlandığını biliyorum.
S. 63 Polis soruşturma gücünün Baker cd. departmanı, yani sokak çocukları arz-ı endam ediyor!..
S. 64 Burada Holmes, asıl derdinin katilin yakalanması değil, kendisi tarafından yakalanması olduğunu açığa vuruyor.
S.80-81 Yine Holmes, soruşturma hakkındaki fikirlerini paylaşmakta isteksizlik gösteriyor.
S.159 Romanın sonunda Holmes, başarının polisçe sahiplenilmesinden rahatsızlık duymakta.
Sherlock Holmes ve Watson'un tanışmaları, ikisinin yavaş gelişen dostlukları belki de en önemlisi Watson'un tarafsız gözleminden Holmes'ün anlatılması. Watson yeni ev arkadaşını hayranlık ve şaşkınlıkla izlemeye başlıyor bizim gibi, dönemin şartlarında Holmes gerçekten ilginç bir karakter. Bu öyküde genellikle olduğu gibi geçmişte işlenen bir suçun intikamının alınması anlatılıyor; Holmes'in de dediği gibi -Watson'un romantik bakış açısıyla- bu zıtlık yani Watson ve Holmes'ün olaya bakış açıları daha da entresan kılıyor öyküyü.
Holmes külliyatına başlamak için çok iyi bir seçim, kesinlikle tavsiye ederim.
Holmes ve Wason'un tanışması bu kitapta gerçekleşiyor bu yüzden önemli.
Hikayenin geri kalan kısmı tanıdık ilerliyor.
Kronolojik açıdan en doğru sıralamada Holmes külliyatına bu kitaptan başlamak.Dr.Watson ın hikaye boyunca Holmes hakkında gelişen düşüncelerini okumak keyif veriyor insana.Özellikle Holmes ün kültür ve bilgisini kategorilere ayırarak analiz ettiği bölüm çok ilginç.Holmes'ün aslında sadece kendi işiyle ilgili olan bilgileri benimsediğini diğerlerini -mesela dünyanın güneş etrafında döndüğü ilkesi gibi- aklında fazla yer kaplamasın diye çıkarttığını öğrenince hafiften tuhaf olmuyo diğil insan hani.Yaptığının sebebini de ancak bir aptal önüne gelen her bilgiyi kafasına yerleştirir gibi gayet kibirli ve her zamanki çok bilmiş havasıyla açıklıyor.
Holmes ve Dr.Watson ile ilk kitapları ile tanışmış oldum ve kitabı çok beğendim.Holmes'ün ününü fazlasıyla hakkettiği bir gerçek. bence yazıldığı dönemi göz önüne alırsak oldukça başarılı ve farklı bir polisiye.Dr.Watson'un Holmes hakkında düşündükleri ve tespitleri gerçekten dikkate değer.Bu güzel tanışmadan sonra seriye son sürat devam...
agatha christie hayranı olarak pek fazla beğendiğimi söyleyemem.dedektif olayları oldukça sınırlı ip ucuyla (ipin ucunu da biraz kaçırarak) çözüyor.ama kurgu olarak sağlam bir temele sahip.
Sherlock Holmes ile dostu Dr. Watson'un ilk kez karşılaştıkları kitap. Kimyager Holmes'un, kriminoloji hakkındaki engin bilgisini aktif hayata nasıl geçirdiğine tanık oluyoruz. Conan Doyle, eserin ortalarında, olayların başlangıcını anlatmak için western türünde uzun bir bölüm yazmış. Benim teknolojiyi redderek, doğanın verdikleriyle yetinmeye çalışan bir tarikat olarak bildiğim Mormonlar hakkında ise şaşırtıcı bilgiler verilmiş.
Dipnot olarak Akba'nın çevirisini sonraki basımlardan (Kızıl Soruşturma) daha başarılı bulduğumu belirtmeliyim.
Kitap ilk olmanın zayıflıklarını taşıyor.Kitabın 2.bölümünde anlatım değişiyor.Olayların sebebi ve gelişimi farklı bir dille anlatılıyor.3.bölümde tekrar birinci bölümdeki anlatıma dönülüyor.Halbuki birinci bölümdeki anlatım devam ettirilip 2.bölüm 3.bölümde karekterlerden biri tarafından açıklama olarak verilebilirdi.
Sherlock Holmes'in bir kimyacı olduğunu,anatomiye epey ilgili olduğunu öğreniyoruz bu ilk kitapta.Dr.Watson'la karşılaşması,aynı yerde yaşamaları,tuhaflıklarının Watson tarafından anlatılmasını izliyoruz.
Kitabın başında Sherlock Holmes bir lekenin boya lekesi mi kan lekesi mi olduğunun anlaşılmasını sağlayan kimyasal bir ajan bulunca çok seviniyor.Bugün DNA analizi gibi şeyler yapıldığını düşünürsek Sherlock Holmes'in imkansızlıklar içinde yaptığı tahlillerle olayları çözmesi takdire şayan tabi.
Cehaletinin bilgisi kadar olağanüstüolduğunu,güncel edebiyat,felsefe ve siyaset konularında nerdeyse hiçbir şey bilmediğini söylüyor Watson Holmes'in.Holmes Kopernik'i tanımıyor,Güneş sisteminin dizilişini,Thomas Carlyle'i bilmiyor.
Holmes ilgilendiği konu ile ilgili olmayan hiçbir bilgiyi önemsemiyor ve öğrenmiyor.
Edebiyat,felsefe,astronomi bilgisi sıfır,siyaset bilgisi zayıf,kimya bilgisi derin,anatomi bilgisi tam,skandal haber bilgisi muazzam.
Çok iyi keman çalıyor,çok iyi sopa ve kılıç kullanıyor,boks yapıyor.
Tümdengelim ve analiz konusunda uzman.
Holmes,Poe'nun Dupin'i ve Gabariau'nun Lecoq'unu zayıf buluyor.
İki tane polis Holmes'ten çözemedikleri olaylarda yardım istiyorlar.
Sherlock Holmes'in ilk macerası olmak bakımından okunması gereken bir kitap.
Öbür çevirileri nasıl bilemem ama Güncel yayıncılıktan Murat Sağlam'ın yaptığı çeviri zayıf,çeviri olduğu kokusu veriyor.