Boston, 1926. İçki su gibi akmakta, her köşe başında silahlar patlamaktadır. İçki Yasağı’yla birlikte gizli damıtma tesisleri ve barlar, gangsterler ve rüşvetçi polislerden oluşan karmaşık bir şebeke doğmuştur. Şehrin saygın emniyet amirlerinden birinin oğlu olan Joe Coughlin, ailesinden aldığı terbiyeye sırtını dönmüş ve hızlı paraya, adrenaline ve bir kanun kaçağı olarak kazandığı şöhrete teslim olmuştur.
Bir kumarhaneye yaptığı cüretkâr bir baskın sırasında, meşhur gangster Albert White’ın sevgilisi, erişilmez Emma ile karşılaşır. Birbirlerine olan tutkuları ve güç arzularıyla bir araya gelen Emma ile Joe, gizli bir aşk yaşamaya başlarlar. Fakat para, içki ve silahların dünyasında kimse güvenilir değildir.
Joe, hayatındaki tüm sıradışı olayların Emma Gould’la karşılaştığı o sabah başladığını fark edecektir. Meksika Körfezi’nde denize açılan bir teknede ayakları bir kova çimentoya batırılmış halde beklerken de bunu düşünmektedir. Boston’da başlayan yolculuğu Florida ve Küba’ya kadar uzanan bir aşk, şiddet ve intikam sarmalı olarak devam eder. Küçük bir soyguncuyken devrinin en büyük kaçakçısı haline gelen Joe’nun yoluna devam etmesini sağlayan şey sadece güç ve şöhret değildir. Emma’nın gözleri, içindeki ateşi hâlâ canlı tutmaktadır.