menu

Beria
Orjinal Adı:
-
Yazar:
Yayınevi:
Yayın Tarihi:
Çevirmen:
-
Grafik Tasarım:
-
Karakterler:
-
Sizin Puanınız:

 

... bir insanın canlı bir insanı ısırarak lokmalar hâlinde koparmasıyla daha önce hiç karşılaşmamıştı. Kadın delinin tekiydi. Kopardığı et parçasını kanlı dişlerinin arasında tutarak doğruldu. Ağzının kenarlarından akan kanlar göğsünü kırmızıya boyamıştı. Bozo, onu daha önce izlediği vampir ya da zombi filmlerindeki yaratıklara benzetti. Aişe gülümseyerek, ağzındaki et parçasını eline tükürdü. ... sol eliyle adamın çenesini sıkarak ağzını açmasını sağladı. Diğer elinde tuttuğu eti adamın ağzından içeri tıktı. İki eliyle çenesini birleştirip yutuncaya kadar bekledi. Bozo işte o anda yanılmadığını anladı. Kadın deli, hatta zırdeliydi.

İnsan ruhunun karanlık kuytularında kaybolmaya hazır mısınız?

Beria, trajik bir mülteci hikâyesinin ekseninde, okudukça dehşete düşürecek insan hallerini yüzümüze tokat gibi çarpıyor. Bu sarsıcı romanın sayfalarında insanlığımızı tekrar tekrar sorgulayacağız.

Oğlak Yayınları, Cenk Çalışır’ın soluksuz okuyacağınız yeni polisiyesi Beria’yı Maceraperest Kitaplar arasında yayımlamaktan gurur duyar.


İLGİLİ BLOG YAZILARI

Yorumlar


Çocuk Tacizi Konusunu Pazarlama Malzemesi Yapmadan İşlemeyi Başarmış
May 11, 2021 15:53

Cenk Çalışır'ın daha önce bir öykü derlemesini de okumuştum. Türkçe'si temiz, kalemi kuvvetli. Bu romanı da öyle.

Kapağından da anlayacağınız üzerine çocuk tacizi ve ticareti üzerine bir roman.

Normalde 'kadına şiddet', 'çocuk tacizi' gibi konuları yalnızca gündemdeki bir konuda yazmış olmak ve dikkat çekmek amacıyla kullanan çok yazar var. Maalesef bu yazarların eserleri çoğunlukla yeterli derinlikte, gerekli ciddiyetle, konunun sosyopolitik dinamiklerine hakim olarak, DOĞRU mesajlar içerecek şekilde yazılmış olmuyorlar. Bu tür çabaların polisiyeye (ve böyle hassas bir konuya) faydasından çok zararı olduğuna inanıyorum.

Cenk Çalışır'ın Beria'sı ise bu açıdan gerçekten başarılı bir örnek. Çocuk tacizi konusunu diğer pek çokları gibi yüzeysel işlememiş, derinliğine irdelemiş. Konuyu diğer pek çokları gibi çok satma ve/veya pazarlama malzemesi olarak görmemiş. Okur (ve öncelikle vatandaş) olarak doğru bir farkındalık çabası için Cenk Çalışır'a teşekkür ediyorum.

Gelelim polisiyeye dair yorumlara: Gizem öğesini merkeze almayan bir polisiye. Buna rağmen keyifle okudum. İşkence,istihbarat, uluslararası komplo sahnelerini biraz Hollywood-vari buldum. Bir de Phoebe karakterinin hikayesi yarım kaldı. Onun dışında tüm sorular cevaplandı.

Ana karakterin obezite sorunu yaşayan bir polis olmasından hoşlandım. Sanırım ilk kez böyle bir dedektifle karşılaşıyorum.

Bu kitap 20219 Kristal Kelepçe Yılın Polisiye Romanı adaylarındandır. En beğenilenler adaylar arasında yer aldı.


Yorum yaz
mode_edit