Yirminci yaş gününün sabahında ardında hiçbir iz bırakmadan kaybolan genç bir kadın, Azra. Cinayet Masası’nda görevli olduğu halde bu dosyayı incelemek üzere apar topar İstanbul’a çağrılan Polis Teşkilatı’nın gördüğü en yetenekli komiserlerinden biri, Atakan.
İlk anda sıradan bir kayıp vakası olarak kayıtlara geçen olayın ardında tarihin en karanlık sırlarından birine açılan kapının var olması mümkün mü?
Günümüz İstanbul’unda başlayan büyük gizemin uzandığı coğrafyalar, genç komiserin bu kapıyı aralamasına yetecek mi?
(Tanıtım Bülteninden)
Yazan: CinaiRoman
- April 28, 2019 19:01
Kategori:
Ödüller ve Listeler
Roman 300. sayfaya kadar makul bir 'police procedural' olarak olarak geldi, 300’den sonra koptu gitti...
Mehmet Koçyiğit’in istihbarat dünyası, gerçek istihbarat dünyasından ziyade fantazi dünyasına yakın. Bakınız: Misal, Oğuz KGB’denmiş. Halbuki bu kitabın geçtiği dönemde KGB çoktan tarihe karışmıştı. Bozuk Bozkır denen Türk oluşumunun tüm dünya ülkelerinden elemanı mı varmış? 'Dünya Türk olsun' gibi bir şey mi? İstihbarat teşkilatlarının bir amacı olur. Bozuk Bozkır’ın amacı neymiş? 'Kapan' nedir anlamadım. Beyin nasıl siliniyormuş?
Kitabın Türkçesi temiz fakat devrik cümle yapısı okumayı zorlaştıracak bir tekrar içinde: Onu öyle yapmıştı komiser, bunu böyle etmişti komiser... gibi.
Teorisi üzerinde az düşünülmüş bir kurgu var: Bildiği her şeyi unutmuş olmasına rağmen mevcut hayatında hiçbir boşluk olmayan; ailesi,hayatı, geçmişi, kariyeri olan bir karakter... Doğum gününde kaçırılan kız iki hafta içinde süper ajan oluyor ve vs. Ayrıca kitabın sonu da hiç olmadı.
Son bir soru: Kitaptaki uzunluk ölçüsü neden inç?