Binbir Gece Masalları edebiyata harika bir model kazandırdı. Matematiksel işlemlerdeki parantezlere benzetiyorum ben bunu. Önce her parantezin kendi içindeki işlemleri yapmak gerekir. Bu model de böyle işte: Bir hikayenin içindeki bir karakter başka bir hikaye anlatmaya başlar ve onun içine gireriz. Sonra o hikayenin içindeki bir karakter de bir başkasını anlatır... Böyle böyle beş altı paranteze kadar ilerleniyordu.
Ahmet Ümit de bu modelden esinlenmiş. Hikayelerde de aynı oryantalist tat var.
Kahramanlarımız Padişah ve Veziri, A'nın başından geçenleri öğrenmek istediklerinde, A B'nin hikayesini öğrenmelerini ve gelip kendisine anlatmalarını şart koşuyor. B'nin hikayesini öğrenmek istediklerinde, bu sefer C'nin hikayesini öğrenmeleri gerekiyor. Böyle böyle öğrenilecek beş farklı öykü var. Güzel bir derleme olmuş.
Fakat benim eleştirim şurada: Bu kitap 'usta kalemlerden çocuklara' filan gibi bir isimle çocuk kitabı olarak lanse ediliyor. Ben de çocuklarımı Ahmet Ümit ile tanıştırayım isteyerek aldım ve çocuklarla birlikte okuduk. Ancak çeşitli yerleri okurken önemli ölçüde sansürlemek veya atlamak zorunda kaldım. Atladığım yerlerdeki boşluklara çocuklar anlam veremeyip sordukları için oralara kendim bir şeyler uydurdum. Gerçekten belli yaşın altındaki çocuklara hiç uygun olmayan şiddet içeren sahneler var. Bir kedi katli sahnesi var epey vahşetli örneğin. Sonra karısının yanındaki adamı görünce karısının başka adamla yattığını zanneden bir koca var; ikisini de öldürüyor. Meğerse yanındaki kadının oğluymuş. Haydi gel de açıkla şimdi çocuklara...