Başkomiser Musa, Serkan’ın uzattığı delil torbasına tabloyu koymaya hazırlanıyordu ki çerçevenin ucundan sarkan bir kâğıt parçasına gözü takıldı. Tablonun çerçevesiyle resim arasına sıkışmış ve açılan yırtıktan sarkmış eski, sararmış bir kâğıt parçasıydı bu. Zarar vermemeye özen göstererek tabloyu çerçevesinden ayırıp kâğıdı çıkardı. Serkan’ın tabloyu tutmasını istedi ve omzu üzerinden meraklı nazarlar fırlatan Serkan’dan bir adım uzaklaşıp sararmış kâğıdı araladı. Kâğıtta kısa bir not vardı sadece: İzmir’deki cemaatin meleğine yaz: İlk ve Son Ben’im. Ölmüştüm fakat şimdi yaşıyorum…
Yazan: CinaiRoman
- September 26, 2020 04:10
Kategori:
Ödüller ve Listeler
Oğuzhan Aslan konusunda makale ve yayınları bulunan, vergi mevzuatı uzmanı bir avukat. Üç Musa onun bu uzmanlığını okura erişilebilir bilgi haline getiren sürükleyici bir polisiye.
Kitaba ismini veren üç Musa’dan ilki, aynı yazar gibi avukat olan Ali Musa. Tam paraya ihtiyaç duyduğu zamanda, Hocası Cengiz’in yönlendirmesiyle, naylon faturacılıktan başı dertte olan bir şirketin vekaletini üstleniyor. Fakat Ali Musa işi yazıhane avukatlığında bırakmıyor ve adeta bir dedektifmişçesine olayı çözmek için memleketi Malatya’ya gidiyor. Malatya aynı zamanda Ali Musa’nın geçmişindeki karakterlerle de tanıştığımız mekân: arasının iyi olmadığı dayısı, hiç görüşmediği babası (ki babası da ikinci Musa olan Ahmet Musa) ve eski aşkı Leyla.
Kitaptaki kadın karakterlerle sorun yaşadığımı itiraf edeyim. Leyla'nın psikolojik durumunu abartılı buldum. Musa'nın odasında karanlıkta sigara içerek bekleyen Hazal ise Amerikan filminden bir sahne gibiydi. Roman boyunca Amerikan polisiyelerinin klişelerini akıllıca eleştiren Oğuzhan, ikinci baskıda Hazal'a bir ayar çekse iyi olabilir.
Roman ilerledikçe, Ali Musa’nın içine düştüğü macera basit bir fatura sahteciliği olmaktan çıkıp teolojik göndermelerle dolu, cemaatlerle ilişkili, büyük bir suça doğru sürüklüyor okuru. Nitekim Ali Musa kendisini kanlı bir cinayetin olay yerinde bulunca, sahneye üçüncü Musa olan Başkomiser Musa giriyor.
Oğuzhan Aslan, Dan Brown ve Glenn Meade gibi yazarların kurgularında gördüğümüz, varlığıyla dinî doktrinleri yalanlayarak maceranın temeline oturan, çoğunlukla roman boyunca iyi-kötü rakip cephelerce ölümüne aranan, gizemli ve antik, kutsal objelerin etrafına örüyor hikâyesini: Meğerse peygamberlerin resimleri varmış ve gizli cemaatler yüzyıllardır bu resimlerin peşindeymiş! Açıkçası ben bu fikri İslami coğrafya için çok yaratıcı buldum.
Lakin peygamberlerin resimlerine ulaşmak için biraz beklememiz gerekecek. Çünkü Üç Musa aslında bir üçlemenin ilk kitabı ve macera İki İsa ile devam edecek. Oğuzhan’ın İki İsa’yı yazmak için elini çabuk tutmasını diliyor ve Kristal Kelepçe 2020 ödülleri arasında en beğenilenler arasına giren tek erkek yazar olması hasebiyle de kendisini tebrik ediyorum.