İlk polisiye romanı Bir Ceset Bir Söz ile Yılın Polisiye Romanı Ödülü’nü alan Gülce Başer, serinin ikinci kitabı Yanığı Bulmak ile Mylos Kitap’ta.
Gülce Başer’i ilk romanı Bir Ceset ve Bir Söz ile tanımıştım. Jüri başkanı olduğum 2015 yılı Dünya Kitap Polisiye Roman Ödülü’nü bu ilk romana vermekte tereddüt etmemiştik. Gülce Başer hep tekrarladığım bir savı kanıtlayan bir yazardı. Bu savım, kadınların edebiyat içinde en başarılı oldukları alanın polisiye roman olmasıydı. Ancak kadın polisiye roman yazarları genellikle Anglosaksonların “Whodunit” dedikleri benim “Katil Kim?” türü dediğim türde yazarlar. Başer’in asıl özgünlüğü, yazdığı romanların bu türle gizli servisleri konu alan casus romanlarının başarılı bir karışımı olması.
Gülce Başer’in ilk romanındaki kahramanlarının başrolde olduğu yeni yapıtı; polisiye roman seven veya “kaçış zevkini” doyasıya tatmak isteyen okura hararetle önerilecek bir roman.
Son yıllarda artık bir zamanların baştacı olan, sonra da “postmodern roman” gibi biz ihtiyarların bir türlü zevk alamadığı akımlarla unutulup giden “toplumsal roman”ın işlevini polisiye romanın üstlendiği gerçeğini, Başer’in yeni romanı Yanığı Bulmak da kanıtlıyor. Yazarımız hiç ukalalık yapmadan, nutuk atmadan değişen koşulların hızla değersizleştirdiği ama geçerli olması gereken değer yargılarının erozyona uğramasını gerek Nihal’in kişiliğiyle gerek başarıyla çizdiği bitip tükenmiş ama yine de bir şeyler yapmak için çalışan polis ve gizli servis elemanlarının davranışlarıyla çarpıcı bir şekilde vurguluyor.
Erol Üyepazarcı
Yazan: CinaiRoman
- September 26, 2020 04:10
Kategori:
Ödüller ve Listeler
Kristal Kelepçe 2020 adayları arasında okudum bu kitabı. En çok beğenilenlerden birisi oldu. Benim de en beğendiğim ikinci kitaptı. Çok çok iyi yazılmıştı. Gülce hem Türkçe hem stil olarak çok kuvvetli bir kalem olduğunu hemen belli ediyor.
Eski golcü Yanık Ertan kaybolunca karısı özel dedektifliğe başlayan eski polis Hakan'dan yardım istiyor. Hakan kendini İstanbul'un mafya babalarının arasında tenis topu olmuş bulunca, eski tanıdıkları Nihal ve Cihan'dan destek alıyor. Hikaye uyuşturucu ticaretine, cinayetlere ve istihbarat komplolarına uzanıyor. Daha da ötesi, olaylar tam da 15 Temmuz'a denk geliyor.
Beğenerek okudum. Sadece iki ufak notum var:
1. Emekli hariciyecinin kızı neden bu kadar mesele oldu? Elini sallasan emekli hariciyeciye çarpan bir memleketteyiz. Buna rağmen fabrikanın görevdeki bir millet vekiline ait olması neden kimse için mesele olmadı? Bu detay epey gürültü kopartmalıydı fakat hiçbir yere bağlanmadı. Gülce'nin bunu bir taslakta yazdığını ve sonra silmeyi unutmuş olabileceğini düşündüm.
2. Bu kitaptaki karakterler Gülce Başer'in ilk romanında yer alan karakterlermiş. Bunu okuduktan sonra öğrendim. Amma velakin Nihal, Hakan, Cihan ve Nihal'in kocasına ve eskiden yaşanan hadiselere dair çok sayıda ve çok sık gönderme var. Ancak bu göndermeler izah da edilmiyor. Bunları anlamak için önceki kitabı okumuş olmak lazımmış.