BEŞİNCİ KADIN
Henning Mankell
Önce yaşlı bir kuş gözlemcisi öldürülür,bambu çubuklarla oluşturulmuş bir tuzağa düşürülerek,vahşi bir hayvanmışcasına.Sonra Afrika’ya gittiği sanılan orkide meraklısı bir çiçekçinin ortadan kaybolduğu anlaşılır.Çiçekçi’nin ormanda bir ağaca bağlı olan ve boğularak öldürüldüğü anlaşılan cesedi,ortadan kaybolmasından aylar sonra bulunacaktır.
Kahramanımız Kurt Wallander babasıyla geçirdiği Roma tatilinden henüz dönmüştür.Yalnızlığı sürmektedir.
Sürdürülen soruşturma,1960’lı yılların başlarında Kıta Afrika’sındaki ulusal bağımsızlık furyasındaki kargaşada paralı asker olarak bulunan İsveçlileri işaret etmekteyken,işlenen cinayetlerin faillerinin yakalanmasının gecikmesi,Ystad yöresindeki marjinal grupların yerel milis güçleri kurma çabalarına hız katmaktadır.
Ystad yakınlarındaki üniversitede görevli bir eğitmenin bir çuval içerisinde göle atılarak öldürülmesi ve bu öldürülen kişinin gayri meşru ilişki kurduğu bir kadının hastanede doğum yaptığının anlaşılması,soruşturmaya hız katacaktır.Öldürülen kişilerin ortak özellikleri,geçmişlerinde,ilişkide bulundukları kadınlara eziyet etmiş olmalarıdır.Katil acaba kendisini intikamcı olarak mı görmektedir?
Beşinci Kadın beni hayal kırıklığına uğratan bir kitap.Yanıtlanması gereken sorularla başbaşa bırakıyor okuru.Yaşlı kuş gözlemcisinin gizli kasasında bulunan kafatasının sırrı neydi?Paralı askerlerin öyküsü ne oldu?
Ölümün Karanlık Yüzü,daha doyurucuydu sanırım.Ama yine de,fantazyadan uzak,polisi bir insan olarak resmeden polisiye okumak istiyorsanız buyurun.