David Hunter, bilirkişi sıfatıyla dahil olduğu son vakada yaşanan skandalların ardından bir süredir davalara çağırılmıyordu. Ancak Londra’ya çok da uzak olmayan küçük bir sahil kasabasında bulunan feci hâlde çürümüş cesedin kimliğine dair bilgi edinmek için yerel polis birimlerinin tek çaresi oydu. Üst makamlar, dosyanın bir an önce kapanması için baskı yapsa da bu vakada kirli sırlara set çekmek hiç de kolay olmayacaktı.
Bulunan cesedin bölgenin ileri gelen ailelerinden birinin haftalardır haber alınamayan oğlu Leo Villiers’a ait olduğu tahmin ediliyordu. Üstelik Leo, yine aynı dönemde ortadan kaybolan ve yasak ilişkileri olduğu iddia edilen bir kadının bir numaralı katil zanlısıydı. Ancak uzuvları kayıp, yüzü tanınmayacak hâldeki bu cesedin kimliği hakkında Hunter’ın başka şüpheleri vardı. Sürpriz kalıntıların da ortaya çıkmasıyla Hunter kendini ağır ama kararlı adımlarla toksik aile sırları, küskünlükler ve yalanlar bataklığına doğru ilerlerken bulacaktı.
Yazan: A. Ömer Türkeş
- November 19, 2011 11:40
Kategori:
A. Ömer Türkeş Yazıları