Tecavüz suçlusu biri cinayete kurban gider ama pek umursayan olmaz... Edinburgh dünya liderlerini ağırlamaya hazırlanırken sıkı güvenlik önlemleri sürmektedir... Polis böyle birinin katilini aramaya zaman ayıramaz. Emeklilik günlerini sayan John Rebus dışında... G8 liderlerinin güç gösterisi için toplandığı zirve; savaşlarda ölen nicelerini anma toplantıları ve elbette protestolar... Hem cinayet soruşturmasına engel hem de cinayet(ler) işlemek için eşsiz bir ortam... Bunlara şüpheli bir intihar -yoksa kaza mı?- eklenince İskoçya'nın saygın konuklarından uzak tutulan Rebus, sezgilerini dinleyerek delil peşine düşmek için her türlü gerekçeyi bulmuştur artık... Aynı sıralarda Britanya adasının güneyinde, 2012 Olimpiyatları'na ev sahipliği yapmaya hak kazanan Londra... Oradaki kutlamaların hemen ertesi günü metroda patlayan bombalar... John Rebus bunlarla cinayetler arasında nasıl bir ilişki kuracak? Zamanı dar... Ama o, 72 saate sığdırmasını bilir...
2005 yazında G8 zirvesi Edinburgh’da gerçekleşirken; dedektifimiz John Rebus ve yardımcısı Siobhan küreselleşme karşıtı eylemlerle uğraşırlarken bir politikacının Edinburgh Kalesinden düşmesi de tuz biber eker. Rebus’ın politikacının ölümüyle ilgili araştırması, onu şirket lobicilerine, siyasi yozlaşmaya ve gerçeği saklayan aktivistlere götürür. Aynı anda Scotland Yard, hapisten yeni çıkmış olası bir seri katilin izini sürmek için yerel polislerden yardım ister. Siobhan bu ikinci soruşturmaya yoğunlaşır ve öldürülen birkaç erkeğin isimlerinin internette “değersiz ölüler” olarak listelendiği bir anma sitesi bulur.
İskoç yazar Ian Rankin’in dedektifi Rebus’un bu macerası hem farklı konuları aynı anda ilerletmesi hem de politik yozlaşmayı da merkeze almasıyla öne çıkıyor. Adalet her zaman tertemiz değil ve ona hizmet eden sistemler, göründüklerinden daha kırılgan ve yozlaşmaya açık.